doktor ekrem karakaya neden öldü / Çalıştığı hastanede öldürülen Dr. Ekrem Karakaya'ya 'şehit' unvanı verildi - Haberler

Doktor Ekrem Karakaya Neden Öldü

doktor ekrem karakaya neden öldü

Konya’da doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından sağlık çalışanları iş bırakıyor

Son dönemde sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet bugün de devam etti. Konya Şehir Hastanesi'nde görev yapan Dr. Ekrem Karakaya görevi başında öldürüldü. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Konya Şehir Hastanesi'nde Kardiyoloji hekimi Ekrem Karakaya’nın uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesine sert tepki gösterdi. TTB, Temmuz tarihlerinde Türkiye genelinde ve tüm sağlık meslek örgütlerinin katılımıyla iş bırakacakların duyurdu.

Latif SANSÜR

Yayınlanma: - 06 Temmuz Güncellenme:

Konya’da doktor Ekrem Karakaya’nın öldürülmesinin ardından sağlık çalışanları iş bırakıyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Merkezi’nde yapılan basın açıklamasında Konya Şehir Hastanesi'nde, görev yaptığı esnada müdahale ettiği hastanın yakını tarafından uğradığı silahlı saldırı sonucunda katledilen Dr. Ekrem Karakaya'yı kaybetmenin üzüntü ve öfkesi dile getirildi.

TTB olarak şiddet sarmalının genişlemesi karşısında defalarca iktidarı uyardıkları hatırlatılarak, “Sağlıkta şiddetin münferit olmadığını, bunun toplumsal ve politik bir sorun olduğunu tekrar tekrar açıkladık. Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle bu konuda önlemler alınmasını ve sayılı yasada değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifini önerdik. Ancak tüm uyarılarımız görmezden gelindi, bilinçli bir yaklaşımla şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak sorun bireylere indirgendi” denildi.

“BİZE GİDERLERSE GİTSİNLER DİYENLER SİZ DE SORUMLUSUNUZ”

Şiddetin yıkıcı sonucuyla bir kez daha karşılaştıkları dile getirilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış maalesef can güvenliğimizi de ciddi oranda tehdit eder hale gelmiştir. Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir. Dün bize giderlerse gitsinler diyenlere sesleniyoruz, bugün bir meslektaşımız sonsuzluğa gitti. Siz de sorumlusunuz!”

Dr. Ekrem Karakaya

“ÜLKE GENELİNDE İŞ BIRAKIYORUZ”

“Dr. Ekrem Karakaya'nın katledildiği bugün yeniden ve daha güçlü bir şekilde söylüyoruz: Şiddet karşısında hekimlerin/sağlık çalışanlarının kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmamıştır. Şiddet daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, öngörülebilir ve önlenebilir toplumsal bir sorundur ve bu sorun çözüme niyetli bütünlüklü politikalarla aşılabilecektir. Bizler bu konuda, yaşam hakkımızı, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları için, gücümüzü; her yerde, her koşulda, hep birlikte göstermeye hazır olduğumuzu bir kere daha belirtiyoruz. Bu çerçevede öncelikle 7 ve 8 Temmuz tarihlerinde ülke genelinde iş bırakıyoruz. Tüm üyelerimizle, tüm sağlık emek ve meslek örgütleriyle ve de tüm sağlık emekçileriyle yarın sağlık kurumlarımızın ve sağlık müdürlüklerinin önünde olacağımızı, tepkilerimizi haykıracağımızı ifade ediyoruz.”

“ŞİDDETİ TEŞVİK EDENLERDEN HESAP SORACAĞIZ”

“Dr. Ekrem Karakaya'nın ailesine ve tüm sevenlerine taziyelerimizi iletiyoruz. Son yolculuğunda meslektaşımızın yanında olacağımızı belirterek şiddet karşındaki taleplerimize kulak tıkayanlardan, söylemleri ve politikalarıyla şiddeti teşvik edenlerden mücadelemizi yükselterek hesap soracağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”

“ACIMIZ VE KAYGIMIZ BÜYÜKTÜR”

Genel Sağlık-İş Genel Başkanı Dr. Derya Uğur'da yaptığı yazılı açıklamada Karakaya'ya yapılan saldırıyı kınadı. Uğur, “Sağlık çalışanları her geçen gün artan şiddet vakaları nedeniyle yaralanmaya, hayati tehlike atlatmaya ve hatta ölmeye devam etmektedir. Acımız büyüktür. Ne yazık ki bir şiddet olayı daha bir hekimin daha canına mal olmuştur. Kaygımız büyüktür. Ya bir gün sıra bana da gelirse endişesi tüm sağlık çalışanlarını çevrelemektedir. Halkın sağlığı için görevlendirdiği memurunu korumakla yükümlü siyasi iktidar, bir canın daha hayattan koparılmasını sadece izlemiştir” dedi.

“VİCDANLARDA ASLA AFFEDİLMEYECEKTİR”

Uğur, Temmuz'da iş bırakacaklarını hatırlatarak, “Tüm çağrılarımıza, uyarılarımıza, çözüm önerilerimize kulak tıkayanlar, sağlık sisteminde yaşanan sorunların sorumlusu olarak sağlık çalışanlarını gösterenler, sorumluluk makamında olup şiddet dilini kullanarak topluma referans olanlar, şiddeti engelleyecek önlemleri almayanlar vicdanlarda asla affedilmeyecektir” dedi, ardından şu ifadeleri kullandı; “Bilinen tek gerçek bugün bir sağlık çalışanın daha canından olduğudur. Bilinen tek gerçek can kurtarmak için canını dişine takıp çalışan bir hekimin daha hayattan koparıldığıdır. Bilinen tek gerçek çözüm üretme makamında oturanların şiddeti izlemekle yetindiğidir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti ve seyirci kalanları lanetliyor, Genel Sağlık-İş olarak, Temmuz tüm yurtta 2 gün iş bırakıyoruz.”

‘TÜM YURTTA İŞ BIRAKMA KARARI ALINMIŞTIR’

Konya’da kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya’nın Şehir Hastanesi’ndeki klinikte tabancayla öldürülmesinin ardından hekimler ve sağlık çalışanları hastane önünde toplanarak saldırıyı protesto etti. HEKİM-SEN İl Temsilcisi Özlem Dallıgül, “Her gün hayat kurtarmak için geldiğimiz hastaneler, mezarımız oluyor. Bugün bir AVMye içeride satılan bıçakla giremeyen vatandaş, devletin kurumuna elini kolunu sallayarak silahla girebiliyorsa her şeye ayrılan bütçe, hastane güvenliğini sağlamak için ayrılamıyorsa şapkasını önüne alıp düşünecek birileri var demektir. Bizler 7- 8 Temmuz’da yastayız. Tüm yurtta iş bırakma kararı alınmıştır. Tüm hekim sendikalarıyla görüşüp, sonrasında yapılacak eylemleri planlayacağız. Bununla birlikte talep ettiğimiz önlemleri almayan hastane yönetimi ve il sağlık müdürünü istifaya davet etmekteyiz. Talep ettiğimiz önlemler alınmazsa, alınana kadar gerekirse süresiz eylem kararı planlanacaktır” diye konuştu.

‘HEKİMLERİN ÇALIŞMA ORTAMINI GÜVENLİ HALE GETİRİN’

Konya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Bahadır Öztürk ise saldırganın hiçbir güvenlik kontrolü olmaksızın doktorun polikliniğine kadar silahla gidebildiğini vurgulayarak, ”Bu saldırıyı gerçekleştirenin de bir hastanede çalışıyor olması işin garabetini göstermektedir. Daha önce de bir hekim arkadaşımız, bağıra bağıra problemleri yetkililere duyurmaya çalışmıştı. Sesimiz artık duyulmuyor. Lütfen sorumluları bir şey yapmaya davet ediyorum. Hekim arkadaşlarımız ve sağlık çalışanlarımız işe gelirken ayakları geri geri gitmektedir. Artık işini yaparken mutlu değil. Sorumlulara tekrar sesleniyorum. Bas bas bağırıyorum, feryat ediyorum. Lütfen bu konuda bir şeyler yapınız. Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamlarını lütfen bir an önce güvenli hale getiriniz. Hasta ve hasta yakınları baskısı altında, iş yükü altında ezilmesine müsaade etmeyiniz. İçimiz yanıyor ve her türlü eylemi, adım atılana kadar destekliyoruz” dedi.

Türk Psikiyatri Derneği: Sağlıkta şiddet sokağa taştıİlginizi ÇekebilirTürk Psikiyatri Derneği: Sağlıkta şiddet sokağa taştıSağlık ekibine kaldırım taşıyla saldırdılarİlginizi ÇekebilirSağlık ekibine kaldırım taşıyla saldırdılar

AntalyadoktorhastaneintiharKonyaPolisSağlıksaldırıTürkiye

KARAKAYA'NIN CENAZESİ KAYSERİ'YE GÖNDERİLDİ

Son gelen bilgiye göre Konya'da hayatını kaybeden doktor Ekrem Karakaya'nın cenazesi Kayseri'ye gönderildi.

AK PARTİ'DEN AÇIKLAMA: ALÇAKÇA KATLEDİLMESİNİ LANETLİYORUZ

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, saldırıya ilişkin bir paylaşım yaptı. Çelik, "Konya Şehir Hastanesi'nde doktor Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırı sonucu öldürülmesini, vatandaşlarımızın sağlığı için mücadele veren hekim kardeşimizin alçakça katledilmesini lanetliyoruz." dedi.

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA'DAN AÇIKLAMA
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Konya Yunak İlçe Devlet Hastanesinden bir güvenlik görevlisi, Konya Şehir Hastanemizde bir hekim arkadaşımıza silahıyla ateş ederek onu hayattan kopardı. Olayda kendisi de öldü. Adli makamlar dehşet saçan canilik konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Milletimizin başı sağ olsun.

BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA!

Konya Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan yazılı açıklamada, Konya Şehir Hastanesi'nde doktor olarak görev yapan Ekrem Karakaya'nın silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığınca derhal adli soruşturma işlemlerine başlandığı bildirildi.

Açıklamada, "1 Cumhuriyet Başsavcı Vekili ve 3 Cumhuriyet Savcısı görevlendirilmiştir. Olayın tüm yönleri ile aydınlatılması için Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü, soruşturmanın safahatı ve sonucu hakkında bilgi verileceği hususu, kamuoyuna saygıyla duyurulur." ifadelerine yer verildi.

"CANİCE KATLEDİLMESİNİ LANETLİYORUM"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Gecesini gündüzüne katarak insan sağlığı için çalışan hekim kardeşimiz Ekrem Karakaya'nın görevi başında canice katledilmesini lanetliyorum." ifadesini kullandı.

CENAZESİ DUALARLA MEMLEKETİNE UĞURLANDI

Konya Şehir Hastanesinde otopsi işlemleri tamamlanan Dr. Ekrem Karakaya'nın cenazesi ailesine teslim edildi. Dr. Ekrem Karakaya için dua edilirken, tabutu sağlık çalışanları tarafından omuzlarda cenaze aracına kadar taşındı. Dr. Ekrem Karakaya'nın cenazesi dualarla memleketi Kayseri'ye uğurlandı. Cenazenin uğurlanmasına Sağlık Bakan Yardımcısı Halil Eldemir, Konya Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç, Konya İl Emniyet Müdürü Engin Dinç, ailesi, yakınları ve sağlık çalışanları katıldı.

Öte yandan, silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Dr. Ekrem Karakaya'nın yarın Kayseri'nin Develi ilçesi Merkez Camii'nde kılınacak cenaze namazı sonrası Develi İlçe Mezarlığı'nda defnedileceği öğrenildi.

ARKADAŞINA GÖNDER

Ekrem Karakaya kimdir, kaç yaşındaydı, nasıl öldü? Doktor Ekrem Karakaya Konya Şehir Hastanesi'nde katledildi!

SON DAKİKA

Ekrem Karakaya'nın öldürülmesine tepki gösteren sağlık çalışanları iş bıraktı: "Elimde silah yok. Önlüğüm var sadece Bırakın bizi!"

  • Fundanur Öztürk
  • BBC Türkçe, Ankara
Eylem

Hekimlerin daralan özlük hakları, sağlıkta şiddet, sağlık hizmetinin "ticarileşmesi" ve hekim göçü… Bunlar Türkiye genelinde iki gün greve çıkacağını duyuran binlerce sağlık çalışanının gündemindeki sorunlardan yalnızca birkaçı.

Konya'da Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ekrem Karakaya'nın görevi başında öldürülmesinin ardından sağlık meslek örgütleri, bugün ve yarın Türkiye genelinde iş bırakma eylemi yapacaklarını açıkladı.

Sağlık çalışanları, iki gün sürecek eylemin Anayasa uyarınca demokratik hak kullanımı niteliğinde olduğunu ve uluslararası sözleşmelerde de karşılık bulduğunu belirtiyor.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) grev öncesinde yaptığı açıklamada, sağlık hizmeti sunulan tüm birimlerde acil tanı ve tedavi endikasyonu olan hastaların bakımının aksatılmayacağını duyurdu.

Ayrıca diyaliz hastaları, acil ve riskli gebeler, çocuk aciller, kanser hastaları, yoğun bakım hastaları ve COVID şüphelilerinin tedavilerine devam ediliyor.

Bu branşların dışında kalan yüzlerce sağlık çalışanı, bugün Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi önünde buluşarak öldürülen meslektaşları ve sağlık sistemindeki sorunlara ilişkin basın açıklaması yaptı.

İstanbul'da ise eyleme polis müdahalesi gerçekleşti ve bir doktor kendisini engellemeye çalışan polislere şöyle seslendi:

"Elimde silah yok. Önlüğüm var sadece. Ben senin annene baktım, babana baktım Bırakın bizi!"

'Değersizleştirilen sağlık çalışanları, şiddetin nesnesi haline geliyor'

Hekimlerin öncelikli gündemi, peşi sıra gerçekleşen sağlıkta şiddet vakalarıydı.

Henüz 4 Temmuz günü saldırıya uğrayan Doç. Dr. Koray Başar'ın şoku atlatılamamışken, Konya'da Doktor Karakaya'nın öldürüldüğü haberi geldi.

TTB verilerine göre, Türkiye'de son 17 yılda 12 doktor öldürüldü.

Eylem alanında konuşan sağlıkçıların hemen hepsi, sağlıkta gerçekleşen her türlü şiddet eyleminin 'genel geçer' bir hal aldığını söyleyerek tedirginliğini aktarıyor.

BBC Türkçe'ye açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise sağlıkta şiddeti tırmandıran sebepleri şöyle sıralıyor:

"Tümüyle kâr odaklı sağlık politikaları sağlık ortamını ve ilişkileri zedeliyor. İktidarın toplumu bölen, düşmanlaştıran ve farklılıkları "öteki" kılan söylemi, şiddeti barındırıyor. Toplum da bu şiddet dilinden etkileniyor."

"Sağlık alanında ise sağlığı ve sağlık çalışanlarını, hekimleri tüketim nesnesine indirgeyen bir anlayışla politika üretiliyor. Değersizleştirilen ve nesneleştirilenler, şiddetin de nesnesi haline geliyor."

Asistan hekimlerin de söz aldığı eylemde; 36 saate varan çalışma süreleri, nöbet ertesi izin hakkının verilmemesi, görev tanımı dışındaki angarya işlerle uğraştırılması, mobbing ve şiddete maruz kalmaları temel sorunlar arasındaydı.

Sağlıkta Dönüşüm Programı nedeniyle sorunların biriktiğini belirten asistan hekimler, birçok asistan çalışma koşulları nedeniyle intihar ettiğini veya yurt dışına çıktığını kaydediyor.

' yılında her gün 80'den fazla sağlıkta şiddet vakası yaşandı'

Hastanede bulunan hasta ya da sağlık çalışanına yönelik herhangi bir saldırı "beyaz kod" adıyla kayıt altına alıyor ve Sağlık Bakanlığı sistemine aktarılıyor.

TTB verilerine göre, 'deki beyaz kod sayısı 11 bin iken, yılında 29 bin 'ya yükseldi.

Birliğin Nisan ayındaki açıklamasına göre, sadece beyaz kod verileri bile Türkiye'de yılında günde ortalama 80'den fazla sağlıkta şiddet vakasının yaşandığını gösterdi:

"TTB'nin yaptığı anket çalışmasına göre hekimlerin %84'ü meslek hayatlarında en az bir kez fiziksel veya sözel şiddete uğramış ancak bunların yalnızca yarısı Beyaz Kod veya yetkili mercilere bildirimle sonuçlanmıştır. Dolayısıyla Beyaz Kod verilerinin buzdağının görünen kısmı olduğunu belirtebiliriz."

Öte yandan TTB, güncel beyaz kod verilerinin paylaşılması talebiyle 3 Mart'ta Sağlık Bakanlığı'na yazdığı yazıya yanıt verilmediği gerekçesiyle, 16 Mayıs'ta idare mahkemesine başvuruda bulundu.

'Kendimizi güvende hissetmiyoruz'

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cem Baykal, meslektaşının öldürüldüğü haberini aldığında hasta baktığını söylüyor.

Baykal başta inanmak istemediğini ve yalan haber olabileceğini düşündüğünü ama ardından kesinleşen bilgilerle büyük bir üzüntü duyduğunu belirtiyor.

28 yıllık hekimlik hayatında hiçbir dönem sağlık çalışanlarına yönelik bu derece 'yalnızlaştırma' politikasının izlenmediğini belirten Baykal'a göre, mesleğe başlamasından bu yana hekimlik mesleğine karşı işlenen suçların boyutu hiç bu kadar ciddileşmemişti:

"Yıllarca en yoğun, en stresli devlet hastanelerinde çalıştım fakat hiçbir zaman bir hasta yakınının bir doktoru vurabileceği ihtimali aklımıza dahi gelmezdi. En fazla size saygısızlık edenler olurdu ve bunu da bir şekilde oturup anlatarak çözerdiniz.

"Bir hekimin görevi başında öldürülmesi hem kendimizi çok güvensiz hissetmemize sebep oluyor hem de ülke için çok korkunç."

Baykal, siyasiler ve kamu yöneticilerinin sağlıkçıların uğradığı şiddet karşısında sağlıkçıların yanında duran bir tutum sergilemediğini, aksine ciddi bir umursamazlık içerisinde olduklarını düşünüyor.

Devlet mensuplarının tutumunun halktaki yansımasının "hekime karşı kolayca şiddete başvurmak" olduğunu söyleyen Baykal'a göre, toplumda "nasılsa hiçbir yaptırımı olmayacak" algısının yerleştiğini savunuyor.

Baykal sağlıkta şiddetin önüne geçebilmek için uygulanacak en etkili yöntemlerden birisinin, şiddete başvuran kişilerin acil olmayan sağlık hizmetlerinden belirli bir süre mahrum bırakılması olduğunu düşünüyor.

Hekimlerin talepleri ne?

Mayıs ayında 39 bin hekim tarafından imzalanan bildiriyle, sağlık sisteminin ve hekimlerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için "10 acil talep" belirlenmişti.

Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilmesi, hekimlerin hastalarına "5 dakika değil" yeterli süre ayırmalarını sağlayacak çalışma koşulları, "Şehir-şirket hastaneleri" politikasından vazgeçilmesi, sağlığa ayrılan kamu bütçesinin artırılması ve sağlık hizmetinin toplumdaki herkes için parasız olması, hekimler için ek gösterge…

Fakat Türkiye'de hekimlerin sorunları da talepleri de bunlardan ibaret değil.

Fincancı'ya göre Karakaya'nın görev yaparken öldürüldüğü şehir hastaneleri modeli, sağlık sisteminde tüm sorunları barındıran bir hastane modeli:

"Devasa hastanelerde çok sayıda hekim, birbiriyle iletişim kurmadan küçük odalarda yalıtılmış biçimde sağlık hizmeti üretmeye zorlanıyor. Randevu süreleri gittikçe kısaldıkça, sorununa yanıt bulamayan hasta hekim hekim, hastane hastane dolaşarak sürekli sistemin içinde kalmaya ve tüketmeye zorlanıyor.

" dakika gibi sınırlı bir zamanda tanıya zorlanma, daha fazla tetkik anlamına geliyor. Tüketim ve kar artıyor. İletişim ortadan kalktığı için hasta ve hekim birbirlerini bir hak öznesi olarak görmekten uzaklaşıyor.

"Hekimler, tüm sağlık çalışanları son derece düşük temel ücretlerini artırabilmek için performans baskısı altında belirsiz bir gelirle yaşamaya, dolayısıyla sürekli sayıyı artırmaya zorlanıyorlar.

"Nitelikten ödün vermek zorunda kaldıkça yaptıkları işe yabancılaşıyorlar. Hasta hekim ilişkisinin temelini oluşturan güven ortadan kalkıyor, tükenme duyarsızlaşmayı, umutsuzluğu körüklüyor.

"Ayrıca özellikle son yıllarda liyakatin ortadan kalkması, liyakatsiz atamalarla görevlendirilenlerin yetersizliklerini örtbas edebilmek için mobbingi araç olarak kullanması da çalışma ortamlarını gittikçe daha güvensiz kılıyor."

Sağlıkta şiddet hakkındaki yasal düzenleme etkili mi?

Mayıs ayı içinde yapılan bir yasal değişiklikle sağlık çalışanlarına yönelik "kasten yaralama" suçu, katalog suçlar kapsamına alındı. Bu değişiklikle faillerin tutuklu yargılanmasının önü açılmıştı.

Ancak bu yasanın çıkmasından sonra Şanlıurfa'da Viranşehir'de bir yaralama olayının failleri mahkemeden serbest bırakılmıştı.

Sağlık Bakanlığı'nın itirazı sonrası zanlılar tutuklu yargılanmak üzere hapse atıldı.

Nitekim bu yasa, sağlık meslek örgütleri tarafından bütüncül perspektiften uzak olmakla eleştiriliyor ve bu haliyle çözüm üretemeyeceği değerlendiriliyor.

Tıp Dünyası Dergisi'nin Haziran sayısında konuyu değerlendiren hukukçu Özgür Erbaş ve Verda Ersoy da bu düzenlemenin de öncekilere benzer şekilde sağlık çalışanlarına yönelen şiddeti "önleyici tedbirler" almadığını kaydediyor:

"Önleyici anlayışta kimin sorumlu olduğu değil, hangi koruma önleminin yetersiz kaldığı, tekrar etmemesi için ne yapmak gerektiği araştırılır. Elimizde bu yola girildiğine dair bir veri yok."

Hukukçular şiddet eylemlerinin neden bu kadar yaygınlaştığını ve sağlık hizmet alanının neden çatışma türettiğini bilimsel olarak anlamadan hazırlanan 'yasakların' etkili olamayacağını değerlendiriyor.

Fincancı da cezasızlığı destekleyen uygulamaların önüne geçilmediği sürece yasanın sınırlı bir etkisi olacağını değerlendiriyor:

"Sağlıkta şiddet yasası çıkmadan önce TTB bir taslak hazırlayarak Meclis'e iletmiş ancak kabul görmemişti. Ardı ardına şiddet olayları üzerine apar topar bir düzenleme yapıldı ancak Sağlık Temel Kanunu içinde ve TCK ile CMK atıfları olmadığı için uygulamada da yer bulmadı.

"Son düzenleme en azından bu atıflar ve katalog suçlar kapsamına alınmasıyla daha etkili bir uygulamaya dönüşebilirse de, bildirim süreci ve yargılama şiddete uğrayanı bezdirecek işlemleri gerektirdiği için pek çok meslektaşımız başvuru yapmıyor."

Ne olmuştu?

Konya Şehir Hastanesi'nde Kardiyoloji Uzmanı Ekrem Karakaya, bir hasta yakını tarafından başından vurularak öldürüldü.

Resmi makamlar, doktoru silahla öldüren Hacı Mehmet Akçay'ın cinayet sonrası intihar ettiğini açıkladı.

Saldırganın bir ay önce kalp krizinden yaşamını yitiren annesi Kezban Akçay'ın ölümünden Karakaya'yı sorumlu tuttuğu için olayı gerçekleştirdiği tahmin ediliyor.

Akçay başka bir hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu.

Olay, sıralarında Karatay ilçesinde Konya Şehir Hastanesi'nin kardiyoloji bölümünde meydana geldi.

Başından yaralanan doktor Ekrem Karakaya hemen ameliyata alındı ancak meslektaşlarının çabalarına rağmen kurtarılamadı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, saldırıyla ilgili olarak Twitter hesabından bir mesaj paylaştı ve "caniliğin araştırıldığını" söyledi.

kaynağı değiştir]

Yunak Devlet Hastanesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Hacı Mehmet Akçay, 6 Temmuz tarihinde Konya Şehir Hastanesinde görev yapan kardiyoloji uzmanı Ekrem Karakaya'nın poliklinik odasına geldi ve onu tabancayla on iki el ateş ederek vurdu.[3] Saldırgan Akçay, Karakaya'yı vurduktan sonra silahın namlusunu başına dayayarak intihar etti. Ağır yaralanan doktor Ekrem Karakaya ve saldırgan Akçay'a hastanede müdahale edildi ancak kurtarılamadılar.[4] İddiaya göre saldırgan, 7 Haziran günü kalp krizi geçiren ve kaldırıldığı Konya Şehir Hastanesinde anjiyo ameliyatı sonrası yaşamını yitiren annesi Kezban Akçay'ın ölümünden Karakaya'yı sorumlu tutmaktaydı.[5]

Tepkiler[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır