6 numaralı kompartıman / 6 Numaralı Kompartıman: Doxa yanılgısı - Ceren Gündoğan

6 Numaralı Kompartıman

6 numaralı kompartıman

6 numaralı kompartıman

  • 6 numaralı kompartıman (hytti nro 6) (compartment number 6), bir juho kuosmanen filmi.

    vizyon tarihi: 25 şubat
    ithalatçı: birfilm
    türkiye dağıtım: başka sinema
    tür: dram, komedi
    yapım yılı:
    süre: dakika
    ülke: almanya, estonya, finlandiya, rusya

    filmin konusu:

    genç bir finli kadın, esrarengiz bir aşktan kaçar.

    bu yüzden de moskova'dan murmansk'ın kutup limanına giden bir trene biner.

    tren kompartımanını rus bir madenciyle paylaşmak zorunda kalan kadın, bu süreçte insanlığa dair birçok gerçekle yüzleşmek zorunda kalır.

    yönetmen: juho kuosmanen
    oyuncular: yuriy borisov, seidi haarla, yuliya aug, dinara drukarova
    senaryo: juho kuosmanen, andris feldmanis
    görüntü yönetmeni: jani-petteri passi
    kurgu: jussi rautaniemi

    vizyon tarihi: 25 şubat

    filmin altyazılı fragmanını buradan izlemek mümkün.

  • önyargı, dostluk, ikiyüzlülük, kişinin kendini bulmasına dair yüzeysel dokundurmalar yapan film. tek başına gidip, beş altı kişinin olduğu küçük salonda izlemelik.

  • hiç sıkılmafan beğenerek funduszeue.info gerçekçi hepimize tekbaşınalığımızı hatırlatan,ikiyüzlü yazar çizer sanatçı akademisyen eleştirisini çok güzel yapan, maden işçisinin insanlığımızı tekrar hatırlatan halleriyle izlenesi funduszeue.info demiş efenim boris wian; ;yanlızlıktır dininiz/örneğin bir trenden istediğiniz yerde ininiz

  • başka sinemanın instagram sayfasındaki paylaşımını görüp, aa oscar adayı film güzeldir herhalde diye tek başıma kadıköy sinemasın'ın 1. salonunda izledim. filmi izlerken kafamda sürekli şu soru vardı: bu film nasıl, neyle oscar adayı oldu?

    açıkça söylemek gerekirse, filmi hiç beğenmedim. tek düze bir kaç karakter, tek düze bir kaç olay ve tek düze bir kaç mekanla çekilmiş.

    izlediğim en kötü yolculuk filmiydi diyebilirim.

    bana ne kattı? hiç bir şey.

    4/10

  • iki farklı kesimden gelen iki kişinin hayatlarının kesiştiği bir yol öyküsü.

    muhteşem diyemem ama izlemeye değer bence.

  • son zamanlarda izlediğim en iyi film diyebilirim. film kesinlikle kendine çekiyor izleyiciyi. yalnızlık duygusu, kar, soğuk, bir yol arkadaşının sıcaklığı hepsini hissettiriyor ve film akıp gidiyor ve çok gerçekçi bir hikaye.

    filmin zaman dilimi 90'lar sonu gibi. laura'nın video kamera kullanması, walkmanden müzik dinlemesi, kulaklığı, telefon kulübesi kullanması vs. hep o dönemin nostaljisini yaşatmış.

    ayrıca ljoha karakterini oynayan yura borisov'un oyunculuğunu çok beğendim. bakışlarıyla, jest ve mimikleriyle karakterin sözlerle anlatamadığı her şeyi hissettirmiş, karakteri oynamamış yaşamış adeta.

    spoiler

    sonda ljoha'nın bıraktığı notta seni seviyorum!? * yazması laura gibi beni de gülümsetti lol

    spoiler

  • klasik rus trenleri rus profili hikayesi.

    insan denilen şey göründüğü gibi değildir tadında bir film sanırım.

    spoiler

    bir insanın beden ve fikrinden ziyade onun mekanı ve çevresine aşık olup onun bir parçası olmak istemek" temasi da islenmistir.

    yalniz bizim trendeki adam kiz arkadasinin eski sevgilisi ciksaydi ne hikaye olurdu ha
    spoiler

  • parçası olamayacağımız bir hayatta kalınmaması gerektiğini,bazısının bunu çabuk benimsediğini bazısının da kendini süründüre sündüre farkına vardığı bir yol funduszeue.infoın akışına kapılırken içten içe bizi yiyen ama dillendirmekte geciktiğimiz şeyler bizi tüketince ayağa kalkması da zor oluyor ama kalkıyorsun funduszeue.info bere olsa da her yanın içimizdeki sesi çok geçmeden duymak gerekiyor evet.

  • juho kuosmanen'in yönetmenliğini kendine has stiliyle yaptığı oldukça beğendiğim film. 90ların sonu karlı rusya'sında küçük ve daraltıcı tren kompartmanında iki ruhun kesişmesini anlatır. başlarda ayrı dünyaların insanları gibi görünseler de, içlerindeki benzerlik ve hayata yetişememenin, geride kalmış olmanın verdiği yenilgi hissi; kabuklarından kurtulup yakınlaşmalarını sağlar. trenle yolculuk temasında ulaşılan sonuçtan, varılan yerden ziyade yolculuğun kendisini baz almış ve izleyiciyi kendine çekmiştir.

  • muhteşem bir yol filmi
    iki farklı karakterin bir kompartımanda çarpışma hikayesi
    bir tren yolculuğuna çıkıyorsun ve yolun sonunda artık baştaki o sen değilsin. tam da bir yolculukta olması gerektiği gibi
    ve tabi önyargılarımızın yersizliğini de gözümüze sokan bir film olmuş. karakterlerin ikisine de sempatiyle sarıldım diyebilirim.
    izleyin, izlettirin. teşekkürler yuho kuosmanen, teşekkürler mubi

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Rosa Liksom’un aynı adlı romanından serbest bir biçimde uyarlanan 6 Numaralı Kompartıman, görünürde çok az ortak noktası bulunan iki yabancının uzun bir tren yolculuğu esnasında yavaş yavaş birbirlerini tanımaya ve kendilerini keşfetmeye başladıkları bir yol filmi.

Batuhan Keskin

Finlandiyalı yönetmen Juho Kuosmanen, Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülünü kazanan ilk uzun metrajı Olli Maki’nin En Mutlu Günü’nde(Hymyilevä Mies,), çıkacağı final maçı öncesi hayatının aşkıyla tanışan taşra fırıncısı bir boksöre odaklanıyordu. Yönetmen, senaryosunu Estonyalı senaristler Andris Feldmanis ve Livia Ulman’la birlikte kaleme aldığı 6 Numaralı Kompartıman’da(Hytti Nro 6,)bu kez rotasını Rusya’ya çeviriyor. Kuosmanen’in bu ikinci uzun metrajı, Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü Asghar Farhadi’nin Kahraman’ıyla(Ghahreman, ) paylaştı.

6 Numaralı Kompartıman bizi Moskova’daki bir ev partisine davet ediyor ve yirmili yaşların sonundaki Finlandiyalı arkeoloji öğrencisi Laura’yla tanıştırıyor. Bir grup Rus entelektüelin birtakım edebî alıntılarla birbirlerine hitap ettiği bu bohem buluşmada yalnızca uyruğu değil, bilgi birikimi açısından da bir yabancı gibi hissediyor Laura. Yeterince kitap okumadığı ve yazarların isimlerini yanlış telaffuz ettiği için gülüşmelere neden olduğundan kaygıya ve mahcubiyete kapılıyor. Felsefi konuşmalarıyla etrafına ışık saçan profesör sevgilisi Irina’nın ise Laura’nın aksine herkesin ilgisini ve hayranlığını kazandığını görüyoruz. Müzik ve edebiyatla ilgili birçok alıntının havada uçuştuğu ve kahkahaların eksik olmadığı bu partiden Laura’ya kalan nasihat ise şu cümle oluyor: “Geçmişi incelersen bugünü anlaman daha kolay olur.” 

Bu cümle, belki de yalnızca umutsuzca âşık olduğu Irina’yla daha fazla vakit geçirmek için kabul ettiği, binlerce yıllık gizemli petroglifleri göreceği Murmansk’a doğru uzun bir tren yolculuğunun bahanesi oluyor Laura için. Romantik olacağını düşündüğü seyahat, sevgilisinin katılmaktan son anda vazgeçmesiyle sigara ve bayat votka kokusunun sardığı, paslanmış musluklardan suların akmadığı ikinci sınıf bir kompartımanda, çok fazla içki içen ve uygunsuz sorular soran bir maden işçisiyle birlikte yolculuk etmek zorunda kaldığı bir kâbusa dönüşüyor. Farklı sınıflara ait olan, ilk anda birbirlerinden hiç hoşlanmayan bu iki “yabancıdan” derinlikli bir hikâye çıkmayacağını düşünüyoruz. Laura da böyle düşünüyor olacak ki yabancı düşmanı, saldırgan ve küfürbaz biriyle aynı kompartımanı paylaşmaktansa daha kalabalık üçüncü sınıf bir kompartımana geçmeyi yeğliyor; hattâ ilk molada inip Moskova’ya geri dönmeyi dahi düşünüyor. İlk isteği kondüktör tarafından ifadesiz bir yüzle reddedilirken ikinci dileğinden ise yaptığı telefon konuşmasında Irina’nın gönülsüzlüğünü sezince vazgeçiyor. Sırtında çantası ve elinde video kamerasıyla kompartımanına dönüyor, Rus erkekleriyle ilgili tüm stereotiplere uyan Vadim’le kaderine razı oluyor Laura. Başlangıçta kendini o kadar yalnız hissediyor ki, hiçbir zaman layık olduğunu düşünmediği, aralarında gülünç duruma düştüğü partideki insanların görüntülerini seyrediyor özlemle. İdealize ettiği Moskovalı entelektüeller ya da sevgilisi Irina gibi olma arzusuyla yanıp tutuşsa da bunun mümkün olmadığını içten içe biliyor ama kendi basit yaşantısını onlarınkiyle kıyaslamaktan da vazgeçemiyor. Potansiyelini ve limitlerini kabullenemediğinden içine düştüğü yetersizlik sarmalından bir türlü çekip çıkaramıyor kendisini.

6 Numaralı Kompartıman, Compartment No. 6

Yıkılan Önyargılar, Vazgeçilen Toplumsal Roller

Bu noktadan sonra, eğitimli bir üniversite öğrencisi olan ve Murmansk’a sırf merak ettiği petroglifleri görmek için gidebilecek maddi ve manevi konfora sahip Laura ile hayatını sürdürmek için Murmansk’taki bir madende çalışmak zorunda olan Vadim’in iç dünyalarında aslında o kadar da farklı olmadıklarını gösteriyor yönetmen. Önyargılar aşıldığında her ikisi de birbirlerinin dışarıya yansıttığından çok farklı sahip olduğunu anlıyor ve böylece aradaki buzların kırıldığına şahit oluyoruz. Çatık kaşları, tıraşlı saçı ve sakalıyla sert ve kavgacı bir adam gibi gözüken Vadim’in tren raylarında tek başına kartopu oynarkenki çocuksu yanına, Laura’nın kibirli görüntüsünün her istasyonda Vadim’in çocuksu doğasına yenik düşüşüne tanıklık ediyoruz. Kültürlü bir entelektüel rolünü oynayan Laura’nın bu fikri zamanla terk edişini, hayatta kalmak için tek şansının sert bir erkek gibi davranmak olduğuna inanan Vadim’in ise belki de kimseye göstermediği naif kişiliğini Laura’ya göstermesini izliyoruz. İktidar savaşını tamamen bırakmalarıyla birlikte aralarında samimi bir arkadaşlık kurulurken karakterlerimiz birbirleri için âdeta birer ayna işlevi görmeye başlıyor. Böylelikle uzun tren yolculuğu da aslında gerçekte kim olduklarının ayırdına varmalarına olanak sağlayan bir araca dönüşüyor. Görüntü yönetmeni Jani-Petteri Passi, ikili arasında dar kompartımanda oluşmaya başlayan bu sıcaklıkla kontrast yaratacak şekilde karla kaplı, egzotik Rusya manzaralarına çeviriyor zaman zaman 35mm kamerasını. Gerçekten hareketli bir trende gerçekleştirilen uzun çekimler, klostrofobiyi ve saatlerce sürecek bir tren yolculuğunun gerektirdiği sabrı sanki bizim de o kompartımandaymış gibi hissetmemize imkân tanıyor. 

6 Numaralı Kompartıman, Compartment No. 6

İki Benzer Ruh

Sinemanın tesadüfi karşılaşmalar için bir başlangıç noktası olarak tren vagonlarına her zaman farklı bir yer ayırdığı su götürmez bir gerçek. Kısa Karşılaşma (Brief Encounter, ), Trendeki Yabancı (Strangers on a Train, ) ve Gün Doğmadan (Before Sunrise, ) bir çırpıda akla gelen klasikleşmiş örnekler. 6 Numaralı Kompartıman, konusu itibariyle hemen akıllara Linklater’ın kült üçlemesinin ilk filmi Gün Doğmadan’ı getiriyor olsa da Kuosmanen, tren yolculuğu denince akıllarda canlanan “romantik aşk hikâyesi” izleğini takip etmiyor. Bir genç kadın ile erkeği kompartımanda baş başa izleyince izleyicinin kafasında kendiliğinden oluşan romantik ilişkiden ya da cinsel çekimdense iki benzer ruh arasındaki saf bağlantıya odaklanıyor. Merkezine aldığı bu iki karaktere yoğunlaşan film yan yollara sapmıyor, bu sebeple Liksom’un kitabındaki Sovyet Rusya vurgusuna dahi yer vermeyerek kendi hikâyesini 90’lı yılların sonlarına taşıyor. Seyircinin Sovyet Rusya’nın politik iklimine kafa yormasındansa yalnızca bu iki karaktere odaklanmasını yeğliyor. Böylelikle farklı bir zaman diliminde ve dünyanın herhangi bir yerinde benzer biçimde gerçekleşebilecek bir yolculuk inşa ediyor.

Bu yolculuğun nasıl sonuçlandığı, petrogliflerin neyi simgelediği ya da Vadim ile Laura’yı hayatlarının devamında neyin beklediği gibi sorular başka bir yol filminde merak unsuru olarak kullanılabilirdi ama Kuosmanen’inki, önemli olanın varış noktası değil yolculuğun kendisi olduğu hikâyelerden biri. Her iki karakterin de birbirleri sayesinde dönüştüğü, kendi olmayı öğrendiği, niteliklerinin farkına vardığı ve başkalarından kabul görme çabasından vazgeçtiği bir serüven. Hayatlarının amaçsızlığından dem vuran iki yabancının sosyal, kültürel ve sınıfsal farklılıklarına rağmen önyargıların ötesinde birbirlerine baktıklarında ne kadar benzer olduklarını fark ettikleri, belki de ruh eşlerini buldukları sinematik bir masal. Karlı Rusya manzaralarından oluşan atmosferine zıt sıcaklıktaki bu öykü Kuosmanen’in ilk filmi Olli Maki’nin En Mutlu Günü’yle birlikte düşünüldüğünde, kusurları olan, sıradan insanların bakış açılarını, inançlarını ve hayatlarını betimleme konusunda yönetmenin ne kadar hünerli olduğunu gösteriyor ve kendine has anlatımı ve stili olan bir yönetmenle karşı karşıya olduğumuzu müjdeliyor.


6 Numaralı Kompartıman, Başka Sinema salonlarında gösterimde.

E-Bülten'e Üye Olun

Altyazı'nın içeriklerinden ve etkinliklerinden haberdar olun.

altyazı

Seanslar

Cannes Büyük Ödül
Kudüs En İyi Uluslararası Film

'da Filmekimi'nde Olli Mäki'nin En Mutlu Günü filmini izlediğimiz Kuosmanen'in bu ikinci filmi, yol filmine gizlenmiş, tek öpücüklü bir aşk hikâyesi anlatıyor. Tren yavaş yavaş kuzey kutup dairesine doğru yol alırken birbirinden hiç hazzetmeyen iki yabancı, aynı kompartımanı paylaşır. Ayrı dünyalardan bu iki kişinin ne sosyal sınıfları ne milliyetleri ya da dilleri ne de tavırları birbirine denktir. Finli arkeoloji öğrencisi ile Rus maden işçisi, eninde sonunda zaaflarını, maskelerini, önyargılarını bir kenara bırakıp hayat görüşlerini değiştirecek midir? Yönetmen Juho Kuosmanen, Rosa Liksom'un romanından esinlendiği filmi hakkında şöyle diyor: “Yol filmleri genelde özgürlük hakkındadır. Otomobille istediği yere gidebilir insan Tren yolculuğu ise daha çok yazgı gibidir. Nereye gideceğine karar veremezsin; sana sunulanı alırsın.”

Görme engelli takipçilerimiz, bu filmin sesli betimlemesine Hayal Ortağım uygulaması üzerinden operatör fark etmeksizin ücretsiz ulaşabilirler. Filmleri internet erişimi yeterli olan sinema salonlarında sesli betimlemeli izleyebilmek için, izlemek istediğiniz filme ait betimlemeyi uygulama üzerinden cihazınıza indirmeniz ve film başladığında betimlemeyi oynatmanız yeterli. Uygulama filmle birkaç saniye içinde senkron olacak ve diyalogların olmadığı sahnelerdeki tüm görsel detaylar kulaklık aracılığıyla siz sinemaseverlere ulaştırılacak.

Filmin Tematik Arka Planı: Müzik sesine kahkahaların yükseldiği bir ev partisinde bir kadının sesini işitiyor filmin ilk sahnesinden itibaren. Bu kadının “Kaçmak için nereye koştuğunu değil, nereden koştuğunu kesin olarak bilmelisin.” repliği bize, filmle ilgili ilk ipucunu veriyor. Yüksek tavanlı, içinde eski aile yadigarı mobilyaların olduğu bir dairede, müzik ve edebiyatla ilgili birçok alıntının havada uçuştuğu bir ortamda, birbirleriyle birtakım edebî alıntılar yaparak sohbet eden bir grup Rus entelektüeli eğlenirken görüyoruz. Yeterince kitap okumadığını anladığımız ve yazarların isimlerini yanlış telaffuz ettiği için oradakilerin gülüşmelerine maruz kalıp, yalnızlığını film boyunca hissettiğimiz kaygılı ve mahcup Laura’yı tanıyoruz ardından. Laura, dil eğitimi için Moskova’da olan sessiz bir Finlandiyalı. Profesör sevgilisi Irina ise felsefi konuşmalarıyla etrafına ışık saçıyor.

Finlandiyalı yönetmen Juho Kuosmanen’in yönetmen koltuğunda oturduğu, Estonyalı senaristler Andris Feldmanis ve Livia Ulman’ın birlikte senaryosunu yazdığı  filmden bahsetmek istiyorum sizlere. Uzun zamandır festival filmi izlememiştim. Ne zamandır aklımdaydı bu film ve geçen hafta ekran karşısına geçtiğimden beri film hakkında düşünüyordum. Evet, “Compartment No.6” yani “6 Numaralı Kompartıman”dan bahsediyorum. Yönetmenin uzun metrajlı ikinci filmi bu ve Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü Asghar Farhadi’nin Kahraman’ıyla (Ghahreman, ) paylaşmış. Türk izleyicisiyle geçen yıl şubat ayında buluştu bu bol ödüllü film. Yönetmenin ilk uzun metrajlı “Olli Maki’nin En Mutlu Günü”  de Cannes Film Festivali’nde ‘Belirli Bir Bakış’ ödülünü kazanmıştı. 

“6 Numaralı Kompartman”, Kokkola doğumlu yönetmen, senaryo yazarı, kurgucu ve aynı zamanda aktör olan Juho Kuosmanen’in sinema kariyerinin 5 yıl aradan sonra  ikinci filmi. İçerdiği mesajlar, sinematografisi, hüzünlü ve melankolik atmosferi sayesinde eleştirmenler, bu filmin ilkine nazaran çok daha olgun ve başarılı olduğu konusunda hemfikirler.

Gençliğinde üniversite öğrenimi için Moskova’da bulunan Finlandiyalı kadın yazar Rosa Liksam’ın ’de yayımlanan aynı adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan film hakkında Kuosmanen, yaptığı değerlendirmelerin birinde “Yol filmleri genelde özgürlük hakkındadır. İnsan, otomobille istenilen yere gidebilir ancak tren yolculuğu daha çok yazgı gibidir. Nereye gideceğine sen karar veremezsin, sana sunulanı alıyorsundur.” derken filmin bütün özetini aslında bu cümleyle açıklamış. Filmin Cannes başarısının haricinde, yılı Kudüs “en iyi uluslararası film” ödülünün de sahibi olduğunu bildiğimiz filmin içinde bazı mesajları da aktarmak uygun düşecektir. bulunuyor. Bunlardan biri  olan "bugünü anlamak için geçmişimizi iyi bilmemiz gerekir" mesajının ardından Laura'nın yolculuğu elbette dile getirilmeye değer.

Filmde başrolleri Yuriy Borisov, Seidi Haarla ve Yuliya Aug paylaşıyor. Rusya, Almanya, Estonya ve Finlandiya ortak yapımı olan filmin yolculuk kısmında aynı kompartımanı paylaşan, birbirinden oldukça farklı kişiliğe sahip, gidecekleri yer dışından hiçbir ortak noktası olmayan iki yabancının hikâyesini izliyoruz. Biri sessiz diğeri gürültülü; biri sarhoş, diğeri  ayık, biri saldırganken diğeri tedirgin olan iki farklı insanın birbiriyle temasına şahit oluyoruz.

Dil öğrenmek için Moskova’ya geldiğini söyleyen Laura, arkeolojiye ilgi duyuyor. Aynı zamanda tez danışmanı olan profesörüyle de aşk yaşıyor. Laura ve Irina, tarih öncesi mağara resimlerini görmek üzere Murmansk Petrogliflerine gitmeye karar veriyorlar. Ancak Irina nedense yolculuğa çıkmaktan son anda vazgeçiyor ve Laura yola tek başına çıkıyor. Laura, 6 numaralı kompartımana girdiğinde kendisi gibi Murmansk’a giden ve bir maden işçisi olan Ljoha ile tanışıyor. Kazınmış saçı, kaba saba halleri ve kadın düşmanı sözleriyle agresif, ırkçı tavırlarıyla karşılıyor adam onu. Böylelikle, bambaşka dünyaların insanı olan Laura ve Ljoha arasında yolculukla birlikte farklı bir bağ kurmaya başlayacakları bir ilişki de doğmuş oluyor.

Başlangıç ve bitiş sahnesi dışında ve birkaç mola haricinde filmin neredeyse tamamı raylar üzerinde geçiyor. Laura trene biner binmez onu ilk karşılayan gestapo görünümlü, soğuk ve onu dağınıklığıyla yargılayıp iğneleyen tren görevlisini karşısında buluyor. Laura’nın dağınıklığını ve paspal hallerini İrina’nın dairesindeki odasından da hatırlıyoruz. Sonra da dik bakışları, sert duruşu ve sürekli içtiği için kötü koktuğunu anladığımız korkutucu yol arkadaşı Ljoha ile karşılaştığında benzer yargılayıcı tavrı ona gösterdiğini görüyoruz.

Anlaşılacağı üzere yolculuk temalı bir film. Rusya’da, yabancı bir kadının, bir yerden başka bir yere gitmek için tek başına çıktığı bu tren yolculuğu, aslında bu kadının kendiyle, kendisine doğru yapacağı içsel bir yolculuğun ta kendisi gibi duruyor. Ve yataklı vagonda sevgilisiyle birlikte yapmayı hayal ettiği bir yolculuk yerine kompartımanı Rus bir erkekle paylaşmak zorunda kaldığında bundan hiç de memnun olmadığını yansıtıyor bizlere. Adamın tavrından ve konuşmalarından hoşlanmıyor ve kondüktörden yerini değiştirmesi için yardım istiyor. "Başka bir seçeneğin mi var sanıyorsun?" sözleriyle tavrını net olarak gösteren kadın kondüktör, alaycı bir tavırla onu reddettiğinde Laura, örtülü kuşetli vagona giderek kendine o kalabalığın içinde bir yer bulmaya çalışıyor. Pulman koltuklarda da yer bulamayınca yemek vagonuna gidip bir masaya oturuyor. Yemek yiyor. Geç bir vakitte salonun kapanacağı söylendiğindeyse istemeyerek de olsa kompartımanına geri dönmek zorunda kalıyor. Kompartımana girdiğinde Ljoha’yı içtiği votkadan sızmış, uyur halde bulunca yatağına geçip sürekli etrafı kaydettiği video kamerasındaki kayıtları izlemeye başlıyor. Hatıralarını yanında taşımasının da bir sebebi var…

Laura trenden inip Moskova’ya geri dönmeyi düşünüyor. İstasyonlardan birinde eşyalarını toplayıp trenden ayrılıyor ve İrina’yı telefonla arıyor. Bu görüşmeden pek memnun olmayan Laura trene geri dönmeye ve yolculuğunu tamamlamaya karar veriyor. Trene geri döndüğünde Ljoha ona sırt çantasını neden yanına aldığını soruyor. “Hırsız olduğumu mu sanıyorsun?” diye ekliyor. Laura, trene geri dönmeyeceğinden bahsedince de aralarında kısa bir sohbet gelişiyor. Laura bu konuşmadan kaçıyor. Sonrasında Ljoha’nın şaka yaparak onu korkutmasıyla aralarındaki buzlar erir gibi oluyor. Yemek salonunda ayrı masalarda otursalar da konuşma, daha doğrusu Ljoha sorularını sürdürüyor. Kompartımana geri döndüklerinde Ljoha Laura’yı mola verecekleri istasyonda onunla gezmeye gitmesi için davet ediyor. Önce reddetse de sonrasında teklifi kabul eden Laura bu gezintide kedileriyle yaşayan yaşlı bir kadını ziyaret ediyorlar birlikte. Filmde bu kadınla ilgili de net bir bilgi verilmiyor ancak kadın bize önemli bir mesaj iletiyor. Önce saçma bir istatistik konusunda konuşup gülüştükten sonra yaşlı kadın bilgece sözler söylemeye başlıyor ve “Kadınlar… Gerçekten çok zeki hayvanlardır! Her kadının içinde küçük bir hayvan vardır. Onunla yaşamayı ve ona güvenmeyi öğrenmelisin. İç benliğinin sana söylediklerini yapmalısın. Annenizi, babanızı, kızınızı veya kocanızı dinlemeyin.” diyor. Sonra kadeh kaldırırlarken “Aşk” diyen Laura’ya “daha somut bir şeye içelim” dedikten sonra “Sana… İçindeki hayvana… Umarım hayatta istediğin her şeye sahip olursun” diyerek kadehini kaldırıyor. O geceyi kadının evinde geçirdikten sonra sabah hızlıca trene geri dönüyorlar. O sabah her ikisi de artık farklı iki insandır sanki. Her şey değişmiş gibidir, her ikisi de daha eğlenceli görünüyor. Bunu kompartımana girerken şakalaşmalarından anlıyoruz. Derken Laura çay almak için koridora çıkıyor ve bir yabancıyla geri dönüyor. 

Laura’ya yalnızlık ve sıkışmışlık içindeyken kimseden alamadığı yardımı hatırlatan bir şey yaşanıyor. Tren hareket etmek üzereyken kendi anadilinde konuşan kibar bir ses duyuyor. Trene binmeye çalışan yakışıklı Finlandiyalı, gitarlı gezginin sesi o an ona taptaze bir nefes gibi geliyor. Gestapo tavırlarıyla trende yer olmadığını söyleyen kondüktöre rağmen Laura bu genç adama yardım teklif ediyor ve onu kompartımana davet ediyor. Başta Ljoha’dan uzak duran Laura, bir şekilde bu adama sorgusuzca güveniyor. Onunla trenin durmak zorunda olduğu soğuk bir şehirde yürüyüşe çıkıyor. Kompartımanda gitar çalıp şarkı söylüyorlar. Ama Ljoha bu durumdan hiç hoşlanmıyor. Gitarlı gezginin trenden ayrılma vakti geldiğinde vedalaşıp ayrılıyorlar. Laura kompartımana döndüğünde yolculuk boyunca neredeyse elinden hiç düşürmediği, Petrogliflere vardığında kayıt almayı planladığı, aynı zamanda İrina ile ilgili tüm anılarının da içinde olduğu kamerasının çalındığını fark ediyor ve Laura dağılıyor. O an yanındaki tek şey Ljoha'nın varlığı ve söylediği bir sözle Laura bir kırılma yaşıyor. “Bütün insanlar öldürülmeli" Bu mesajla yönetmen, dış görünümün aldatıcı olduğunu, insanların göründükleri gibi olmadıklarının altını çiziyor.

Sonrasında ikilinin sohbeti başlıyor ve yakınlaşıyorlar. Farklı sosyal sınıflardan gelen ve hayata bakış açıları bambaşka olan iki yabancının alışkanlıklarını değiştirecek bir yolculukta, insani değerler üzerine yepyeni deneyimler yaşanıyor. Kar fırtınası içerisinde ilerleyen trende dışarıdaki dondurucu soğuğa rağmen sıcacık bir hava esmeye başlıyor kompartımanda.

Hayatımızın merkezine alarak vazgeçilmezlermiş gibi davrandığımız şeylerin bir çırpıda nasıl önemsizleştiğini ve nasıl da kolaylıkla vazgeçilir olduklarını anlıyoruz. Bizim için en güvenilir saydıklarımızın bir anda nasıl yabancıya dönüştüğünü ve yabancıların da tam tersi bir şekilde hayatımızın en önemli alanına nasıl kurulduğunu yaşayabiliyoruz. Ljoha ile paylaşımlarının ardından İrina gerçeğini kendi içinde çözümleyen, kamerasının çalınmasıyla da Petroglifler ile ilgili çalışması yarım kalan Laura, önceliklerini de değiştiriyor ve hayata başka yerden bakmaya karar veriyor.

Film boyunca bizler de onlarla aynı trende yolculuk ediyormuşçasına kapalı bir alana sıkışmış, karlarla kaplı Rusya’yı bir tren penceresinden izlerken buluveriyoruz kendimizi. Trenden indiğimiz zamanlarda bile yörüngesinden ayrılamadığımız uydu misâli tren yakınlarında ve her seferinde trene geri dönerek bir nevi döngüyü tamamlıyoruz. Beklenen şeyleri yapıyoruz ancak beklenmeyen sonuçlarla karşılaşıyoruz. Yolculuklar değişimi simgeler. Laura ve Ljoha da yolun sonunda değişiyor. Her ikisi de yolculuklarının başında oldukları kişi değildir artık. Yolculuğun başında Laura, içine kapanık ve suskun bir tavra sahipken, Ljoha’nın hayatı umursamaz bir tavırdadır. Zaman geçtikçe karakterler değişime uğruyor, adeta kabuklarından arınıyor ve yer değiştiriyorlar. Laura daha hayat dolu, Ljoha daha karamsar oluveriyor. Yol filmlerinde olduğu gibi bu filmin de amacı böylelikle gerçekleşiyor, karakterlerin dönüşümüne şahit oluyoruz.

Filmin başından itibaren Laura’ya eşlik etmemize rağmen hiçbir şekilde onun hakkında tam bir bilgiye sahip olamıyoruz. Ljoha hakkında ise neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Her ikisiyle ilgili sadece varsayımda bulunuyor, tahminler edip akıl yürütüyoruz. Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz iki kişiyle ilgili olarak filmin sonunda tahmin edici bir son yerine yarım kalma hissinin verdiği tuhaf hüzün ve buruk bir tebessümle onlarla vedalaşıyoruz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası