Trk Dili ve Edebiyatı - Şiir
dksn izlediniz
Şiirin köklerinin Gılgamış Destanı’na dayandığını biliyor muydun? Biz bu ünitede Divan, Tanzimat I – II, Servet-i Fünun, Fecr-i Ati ve Milli Edebiyat Dönemi şiirini inceliyoruz. Tanzimat öncesi ve “Tanzimat Dönemi Şiiri” eğitimi ile derse başlıyoruz. “Servet-i Fünun Dönemi Şiiri ve Fecr-i Ati Topluluğu Şiiri” hakkında harika bilgiler veriyor, dönemin sanatçılarından da söz ediyoruz. Servet-i Fünun şiiri ile Fecr-i Ati şiirinin karşılaştırılmasını kolayca yapabileceğin ders notlarını mutlaka bir kenara yaz. Aldığın notlar sınav çalışmalarında çok işine yarayacak. Peki, “Milli Edebiyat Dönemi Şiiri” temsilcileri arasından en çok kimi seversin?
II. Meşrutiyet ()ten sonra başlayan ulusçuluk akımı her alanda olduğu gibi edebiyatta da kendisini göstermiş ve Milli Edebiyat akımı ile millî/ulusal kaynaklara yönelme ilkesi benimsenmiştir.
de Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalpin yayımladıkları Genç Kalemler dergisiyle başlayan akım, kısa sürede değişik sanat anlayışlarını savunan sanatçılar tarafından da benimsenmiştir.
Sade ve arı bir Türkçe ile yazılan eserler yurt sorunları ve ulusal değerleri ortaya çıkarma amacını gütmüşlerdir. Özellikle öykü ve roman alanında Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar, Reşat Nuri Güntekin ve Refik Halit Karay bu akımın en güzel örneklerini vermişlerdir.
Bu dönemde ayrıca milli edebiyat kavramı altında toplanan fakat dünya görüşleri ve şiir anlayışları farklı olan şairler de yetişmiştir. Nitekim şiirlerini akımın temel özelliği olan hece ölçüsü yerine aruz ölçüsü ile yazan Türk İstiklal Marşının yazarı Mehmet Akif Ersoy, gerçekçi bir tutumla toplumsal konulara yönelmiş; temelde Osmanlıcı ve gelenekçi kabul edilen Yahya Kemal Beyatlı, yeni-klasik bir şiir geliştirmiş; egemen ideolojilerin dışında kalan Ahmet Haşim ise izlenimci ve simgeci bir anlayışla Saf Şiiri savunmuştur.
Bkz. ⇒ Fikir Akımları: Osmanlıcılık, İslamcılık, Batıcılık, Türkçülük
Milli Edebiyat Akımı Türk edebiyatında toplum ve ülke meselelerine geniş yer veren, sade Türkçeyi ve hece veznini kullanma yoluna giden edebiyat akımı (), tan sonra benimsenen ve II. Abdülhamid tarafından da desteklenen Osmanlıcılık ideolojisi, Balkan savaşından sonra imparatorluk sınırları içinde patlak veren bağımsızlık mücadeleleri sonucu, geçerliğini kaybetti.
den sonra Müslüman toplumları birleştirmek ve kalkındırmak, Hıristiyan devletleri karşısında bir denge unsuru durumuna getirmek amacını güden İslamcılık ideolojisinin yanında, önce edebiyat ve fikir adamlarınca ortaya atılan, sonradan siyasi nitelik kazanan milliyetçilik akımı da gelişme gösterdi.
Milliyetçilik hareketi, kısa bir süre sonra Türkçülük adı altında, dernek ve yayın organlarının (Türk Derneği, Türk Yurdu ve aynı adlarla çıkardıkları dergiler) kurulmasıyla siyasi yönden teşkilât kurmağa başladı. Türk Yurdu derneği, bir yıl sonra () yerini Türk Ocağına bıraktı.
Yayımı te başlayan Halka Doğru dergisi, halkın toplumsal seviyesine inmeyi amaç edindi. İmparatorluktaki milliyetçilik hareketleri, o sırada iktidarda bulunan ittihat ve Terakki cemiyetince desteklendiği için kısa zamanda büyük gelişme gösterdi. Milliyetçilik, özellikle Türkçülük hareketinin önderi durumunda olan Ziya Gökalp, yazılarıyla ve İstanbul üniversitesinde verdiği sosyoloji dersleriyle, hem milliyetçilik ilkelerinin aydınlarca benimsenmesinde, hem de milli bir edebiyatın yaratılmasında başlıca etken oldu.
Selanikte, Ömer Seyfettin, Âkil Koyuncu, Rasim Haşmet ve Fecriaticilerden bazılarının çıkardıkları Genç Kalemler () dergisiyle, milliyetçilik akımı edebiyat alanına girdi. Genç Kalemler dergisi ilk olarak milli edebiyat deyimini ortaya attı ve böyle bir edebiyatın oluşturulması görevini de üstüne aldı. Dergi yazarları ilk olarak dilin millileştirilmesiyle ise başladılar.
Dili sadeleştirme konusunda birtakım ilkeler tespit ettikten sonra edebiyatta da taklitçilikten kaçınılmasını, sanatçıların, Türk halkının hayatına yönelerek yaratıcı nitelikler kazanmalarını ve yapıcı eserler vermelerini istediler. Hikâye, roman ve tiyatro, konularını ve kişilerini yerli hayattan almalıdır ilkesini benimsediler. Milli edebiyat temsilcilerinin edebiyat ve özellikle dil anlayışları, Servetifünuncular ve fecriaticiler büyük tepki uyandırdı.
Mehmed Rauf, Halid Ziya, Cenab Şahabeddin, Hüseyin Cahid, Süleyman Nazif, Yakup Kadri, Köprülüzade Mehmed Fuadın itirazları şunlardı: Yeni dil ancak bilim dili olabilir, sanat eserleri milletlerarasıdır, bu bakımdan edebiyat da milli olamaz, Genç Kalemlerin milli edebiyat anlayışı ırki bir nitelik taşımaktadır v.d.. Genç Kalemler dergisinde bu itirazlara karşı devamlı yazılar çıkıyordu. Bu karşılıklı tartışmaların yapıldığı sırada fecriaticilerden Hamdullah Suphi ve Celâl Sahir, Genç Kalemlerin yeni dil konusundaki görüşünü benimsediklerini bildirdiler.
Genç Kalemler dergisi kapandıktan (Eylül ) sonra yazarlarının birçoğu İstanbula geldiler, Türk Yurdu ve öteki milliyetçi dergilerde yazmağa başladılar. Milli edebiyat akımına karşı çıkanların ve yeni yetişen gençlerin de katılmasıyla grup genişledi ve etki alanları da aynı oranda büyüdü. Türkiyede cumhuriyet ilân edilirken milli edebiyat akımı temsilcilerinin büyük çabalarıyla, bazı yazarların (Cenab Şahabeddin, Süleyman Nazif, Ali Kemal) şiddetle karşı koymalarına rağmen, konuşma dili edebiyat dili olarak yaygınlaştı.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ DİL VE ÜSLÛP
Genç Kalemler dergisi yazarları, milli bir edebiyatın, dilin millileştirilmesiyle yaratılacağına inanmışlardı.
Edebiyatı cedidecileri ve fecriaticileri, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan bir dili (Osmanlıca) kullandıkları gerekçesiyle suçladılar, Yeni lisan adını verdikleri davalarını gerçekleştirmeğe çalıştılar. Bu konudaki başlıca amaçları şunlardı:
1. Arapça ve Farsça dilbilgisi kuralları ile bazı istisnalar dışında bu kurala göre yapılmış tamlamaların kullanılmaması;
2. Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçedeki kullanılışlarına göre değerlendirilmesi, bu dillere ait kelimelerin yerine mümkün olduğu kadar Türkçelerinin kullanılmasına dikkat edilmesi;
3. Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe telaffuzlarına göre yazılması;
4. Bilim dilinde kullanılan Arapça ve Farsça terimlerin kullanılmasına devam edilmesi;
5. Öteki Türk lehçelerinden kelime alınmaması;
6. Konuşmada, İstanbul şivesinin esas olarak kabul edilmesi. İstanbul konuşması esas alınarak yeni bir yazı dilinin meydana getirilmesi.
MİLLİ EDEBİYATIN SANATÇILARI
ÖMER SEYFETTİN ()
ZİYA GÖKALP ()
MEHMET EMİN YURDAKUL ()
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ()
HALİDE ADİP ADIVAR ()
REŞAT NURİ GÜNTEKİN ()
REFİK HALİT KARAY ()
YAHYA KEMAL BEYATLI ()
HECENİN BEŞ ŞAİRİ (BEŞ HECECİLER)
Beş Hececi şairler de Selanikte Genç Kalemlerle başlayan Milli Edebiyat akımının ilklerine bağlı olarak, halk şiirimizin özelliklerinden, yerli kaynaklarımızdan yararlanarak, şiirimizin aruzdan heceye geçişinde önemli rol aynamışlardır. Şiirlerinde Anadolu manzaralarını ve Anadolu yaşayışını coşkulu bir dille işlemişlerdir. Hece ölçüsünün genellikle 11li ve 14lü kalıbını kullanmışlardır. Daha sonraları, yeni biçimler arayarak oldukça uzun şiirler de yazmışlardır. Eserlerindeki dil ise konuşma dilidir. Bu şarirlerimiz şunlardır:
Ayrıca bakınız ⇓
Milli Edebiyat Dönemi ()
BATICILIK: Tanzimat ile birlikte devleti korumak ve modernleştirmek yolunda ortaya çıkan fikir akımlarından biri de batıcılıktır. Kaynağını Tanzimat hatta ondan önceki ıslahat hareketlerinden alır. Bu hareketlerin ilk önderleri padişahlar ve sadrazamlardır. Tanzimat döneminde Namık Kemal, Şinasi ve Ziya Paşa edebiyat aracılığıyla Batının kültürel gelişimi devlete yansıtmada öncülük etmişlerdir. I. Meşrutiyetten sonra Batılılaşmanın önderleri yönetim kadrosunun dışında bulunan Jön Türklerdir. Bunlar devletin ancak Batılılaşarak kurtulabileceğini funduszeue.infoınları: İçtihadSanatçılar ve Düşünürler: Abdullah Cevdet, Baha Tevfik, Tevfik Fikret, Celal Nuri.
TÜRKÇÜLÜK: Osmanlıcılık ve İslamcılık ideolojilerinin uygulamam alanı bulamadığı bir zamanda devleti kurtarma adına ortaya çıkmıştır. Bu düşünce akımın göre devlet ancak dili, dini, soyu ve ülküsü Türk olan bir topluma dayanarak ayakta durabilir. Türkçülük, dil, tarih, edebiyat alanlarındaki çalışmalarla, yani bir kültür hareketi olarak başlamış zamanla siyasi bir nitelik kazanmıştır. İlk çalışmalar Tanzimat döneminde başlamıştır. Ahmet Vekif Paşanın Ali Suavinin Ahmet Cevdet Paşanın ve Şemsettin Saminin Türkçülük alanında çalışmaları vardır. yılındaki Yunan Harbi sırasında M. Emin Yurdakulun Cenge Giderken şiirinde dillendirdiği Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur. mısrası Türkçülük akımının sloganı olmuştur. Dernekler: İlk dernek de kurulan de kendi adıyla bir dergi yayınlayan Türk Derneği. Daha sonra bu dernek Türk Yurdu adını alır. Ahmet Hikmet, Yusuf Akçura, Ağaoğlu Ahmet bu derneğin kurucularıdır. 12 Mart de tıbbiyeli gençler bir araya gelerek Türk Ocağını kurarlar. te Halka Doğru dergisini çıkarırlar. Bunların yanında Yeni Mecmua, Türk Sözü, Milli Tetebbular Mecmuası gibi dergiler çıkarıfunduszeue.infoınlar: Türk Derneği (Türk Yurdu), Halka Doğru, Yeni Mecmua, Türk Sözü, Milli Tetebbular Mecmuası
Milli Edebiyat Konu Anlatımı,Milli Edebiyat Nedir, Milli Edebiyat tyt, Milli Edebiyat ayt, Milli Edebiyat ile ilgili örnek, Arkadaşlar bu yazımızda sizlere Milli Edebiyat hakkında bilgiler vereceğiz. Merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızı okuyarak bulabilirsiniz.
Fransız Burjuva Devriminin etkileriyle, Tanzimat dönemindeki dil ve tarih alanındaki çalışmaların etkileriyle, Mehmet Emin Yurdakulun şiirlerinin etkisiyle yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, Türkçülük anlayışına göre oluşmuş ve yerli (ulusal) kaynaklara yönelmiş bir edebiyattır.
Bu gelişmeler sonunda Genç Kalemler, Türk Yurdu, Yeni Mecmua gibi dergilerde yayımlanan yazı ve manzumelerle Türkçülük, dil ve edebiyatta da bir akım olarak ortaya çıkmıştır. de Selanikte yayımlanmaya başlayan Genç Kalemler dergisi, bu akımın resmi yayın organı olarak kabul edilir.
Milli Edebiyat Dönemi temelde milli akımı savunurken bazı şairler eski akımlara dair eserler sunmuşlardır. Bunları en önemlisi Mehmet Akif Ersoy’a ait olan aruz ölçüsü ile yazılmış İstiklal Marşı’dır. Milli Edebiyat akımı Türk Edebiyatı’na sayısız eser kazandırmıştır.
Osmanlıcılık fikrinin iflasından sonra artık Türkçülük akımı yükselen değer olmaya başlamıştır.
’da Selanik‘te çıkarılmaya başlanan “Genç Kalem”Dergisi etrafında bir araya gelen Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp gibi aydınlar Milli Edebiyatın oluşumunu başlatmışlardır.
Daha sonra İstanbul‘da Türk Derneği, Türk Yurdu, Türk Ocağı dergileri yayınlanmıştır.
Dil sade olmalıdır.
Dildeki yabancı kelimeler atılmalı; ancak Türkçeye yerleşmiş kelimeler Türkçe gibi kullanılmaya devam edilmelidir.
İstanbul Türkçesi esas kabul edilmelidir.
Şiirde hece ölçüsü kullanılmalı.
Edebiyat toplumun hizmetinde olmalı.
Milletin dertleri, sevinçleri esas alınmalı.
Roman ve hikâye teknik açıdan kuvvetlenmiştir.
Millî edebiyat dönemi coşku ve heyecanı dile getiren metinlerinin bir birlik oluşturmadığını, sanatkârların şahsına ait farklı sanat anlayışlarının olduğunu e bunun da dönemin edebiyat anlayışı açısından sıkıntı doğurduğundan bahsetmiştik. İşte bu sıkıntılara son vermek adına ’de “Şairler Derneği” kurulur. Tabii farklı görüşlere sahip şairleri tek bir doğrultuda yönlendirmek hem doğru olmayacaktır hem de şairliğin doğasına aykırıdır.
Sonunda bu derneğin üyelerinden istediği en önemli ve tek şey “sade bir dil” anlayışıdır. Böylece sade bir dil anlayışı ile halka yaklaşılacak, halka ait değerler benimsenecek ve sanatçılar ile halk arasında yıllardır kopuk olan bu ayrılık son bulacaktır.
Birbirinden farklı ve zıt sanat anlayışına yayın organlığı yapan Servet-i Fünûn dergisi, bu anlayışa da ev sahipliği yapmış, böylece Türk edebiyatına büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca Yeni Mecmua ve Büyük Mecmua da bu sadeleşme ve dil birliğine katkı sağlamıştır.
Böylece Cumhuriyet’in ilanından evvel Türkçe yeniden bir şiir dili olmuş, sanat yapılabilir hâle gelmiştir.
Şiirde millî ölçü olan hece ölçüsü kullanılmıştır.
Dilde sadeleşmeye aşamalı bir şekilde geçilir. Yeni Lisan hareketinin dil anlayışı uygulamaya geçirilir.
Halkın yaşantısı, memleketin durumu, doğa ve vatan sevgisi gibi konular şiirlerde tema olarak kullanılmıştır.
Bu dönem şiiri faydacı bir şiirdir. Öğretici karakterlidir.
Şiir ideolojinin göstergesi, aracı olarak kullanılır. Fikir akımları şiirler aracılığıyla temsil edilir.
Millî edebiyat şairleri için esas olan şiirin içeriği olmuştur. Biçim daha geri planda kalmıştır.
Beş Hececiler adıyla eser veren edebiyat topluluğu, sade dil ve hece ölçüsüyle şiir yazmışlardır. “Beş Hececiler”, Millî Edebiyat Dönemi’yle Cumhuriyet Dönemi arasında bir köprü görevi görür. Bu dönemde sade dil ve hece ölçüsüyle şiir yazan diğer iki sanatçı Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp’tir.
Bu şairlerin şiirleri didaktiktir.
Mehmet Akif, Ahmet Haşim, Yahya Kemal, bu dönemde eser vermelerine rağmen Millî Edebiyat topluluğuna katılmamış; bağımsız eser vermişlerdir.
Roman ve hikâyede toplumsal, milli konulara realist bir bakışla yer verilmiştir.
Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmamıştır.
Roman ve hikâyelerde sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
İstanbul Türkçesi kullanılmıştır.
Bu dönemle birlikte hikâye ve romanlarda İstanbul dışına çıkılmış ve Anadolu anlatılmıştır.
Yurt ve köy sorunlarına yönelim başlamıştır. Köy ve taşra insanının yaşayışını anlatan ilk başarılı örnekler, Reşat Nurinin Çalıkuşu, Ebubekir Hazımın Küçük Paşa adlı yapıtı bu dönemde verilmiştir.
Anadolunun edebiyata girmesiyle birlikte memleket edebiyatı da başlamıştır.
Arapça ve Farsça tamlamalardan kaçınılmıştır.
Maupassant tarzı (olay hikâyesi) hikâyeler yazılmıştır.
Hikâyelerde gözlem öne çıkmıştır.
sonrasında Türk tiyatrosunda görülen hareketlilik, Milli Edebiyat döneminde artarak devam etmiştir.
Batılı bir tiyatro anlayışının temelleri atılmıştır.
Türkçülük düşüncesi tiyatroda da işlenir.
“Yakın tarih, Türk dünyası idealleri” tiyatro eserlerine konu olur.
Siyasal ve belgesel nitelikli oyunlar, istibdat dönemi eleştirileri, saray yaşamı, sosyal dramlar ve aile dramları tiyatroda ilgi görür.
Ekonomik sorunlar, karamsarlık ve savaş yıllarının sisli havası da tiyatroya yansır.
Özel tiyatroların yanında resmi tiyatrolar kurulmuştur.
En önemlisi günümüzde ismi “İstanbul Şehir Tiyatroları” olarak geçen “Darülbedayi-i Osmanî”dir.
İstanbul Belediyesi tarafından yılında kurulmuştur.
Fransız sanatçılar davet edilerek oluşturulmuştur.
Kurumun başına Fransız tiyatrosunun ünlü rejisörlerinden Andre Antoine (Andre Antuvan) getirilir.
Modern bir tiyatronun tüm imkânlarına sahip olan bu kurum, ülkemizdeki ilk şehir tiyatrosudur.
Darülbedayi-iOsmanî’nin tüzüğünde geçen ilk madde “yerli tiyatrolar yazılmasını teşvik suretiyle Türk tiyatro edebiyatına hizmet etmek” olarak belirlenmiştir.
Darülbedayi-i Osmanî, güzel sanatlar okulu vazifesi de görmüştür.
Oyuncu olmak isteyenleri yetiştirme amacı gütmüş; okuma, telâffuz, dram, dans, edebiyat gibi dersler de verilmiştir.
Burada, aktörlüğü meslek edinecek sanatçılar ve önemli tiyatro adamları yetişmiştir.
“Darülelhan” adlı bir de müzik bölümü açılmış; kurum iki dalda eğitim vermeye başlamıştır.
Darülelhan’ın kurulmasındaki temel amaç, ileride kurulacak olan Türk operasının temelini oluşturmaktır.
İlk oyun ancak yılı başında sahneye konulabilmiştir.
Bu oyun Hüseyin Suat’ın “Çürük Temel” adlı uyarlamasıdır. Onu Halit Fahri’nin “Baykuş”u izler.
Sahnelenen oyunların çoğu hafif komedi ve vodvil, bir kısmı manzum dramdır.
Bu dönem tiyatrolarının edebiyatımıza getirdiği en büyük yenilik, doğal ve sade bir dildir.
Tiyatro, teknik açıdan büyük gelişme gösterememiştir.
Ömer SEYFETTİN ()
Balıkesir Gönen’de doğmuştur.
Milli Edebiyatta düz yazı alanında özellikle hikayecilikte ün yapmıştır.
Türk Edebiyatında öykücülüğün kurucusu sayılır.
Olay hikâyeciliğinin öncüsüdür. (Maupassant tarzı)
Yeni Lisan’da dilde sadeleşmeyi savunmuştur.
Dili yalın, sade ve cümleleri kısadır.
Realizm akımından etkilenmiştir.
Hikâyelerinde gözleme önem vermiş, gerçekçi eserler dile getirmiştir.
Eserlerindeki konular tarih, gündelik hayat ve çocukluk anılarından oluşur.
Hikâyelerinde beklenmedik sonlarla bitirerek okuyucuyu şaşırtmıştır.
Eserleri:
Öyküler:And, Falaka , Kaşağı, Başını Vermeyen Şehit, Kızıl Elma Neresi,Beyaz Lale, Bomba, Efruz Bey, Harem, Yalnız Efe, Yüksek Ökçeler, İlk Düşen Ak, Bahar ve Kelebekler, Diyet, Gizli Mabet, Asilzadeler , Forsa, Topuz, Pembe İncili Kaftan
Mehmet Emin YURDAKUL ()
Türkçülük akımını benimsemiş ve en önemli savunucusu olmuştur.
Türk Yurdu dergisinin kurucuları arasındadır.
Dili sade, yalındır.
Hece ölçüsünü kullanmıştır.
Şiirlerinde coşkulu bir anlatımı vardır.
Şiiri bir araç olarak görmüş düşüncelerini şiiriyle dile getirmiştir.
Eğitici, didaktik şiirleri vardır.
Milli düşünceleri ideal haline getirdiğinden dolayı ‘Milli Şair ya da Türk Şair’ diye anılır.
Anadolu’daki halkın acılarını, yaşayışına,düşmana karşı koymalarını şiirlerde coşkulu bir şekilde dile getirmiştir.
Eserleri:
Şiirleri:Türkçe Şiirler, Türk Sazı, Ordunun Destanı, Tan Sesleri, Ey Türk Uyan,Dicle Önünde, İsyan Ve Dua,Turan’a Doğru,Zafer Yolunda
Ziya GÖKALP ()
Türkçülük akımının en güçlü savunucudur.
Fikirleriyle Milli Edebiyata yön vermiştir.
İlk Türk Sosyologu sayılır. Sosyolojinin kurucusu sayılır.
İlk olarak Turancılığı benimsemiş sonraları ise Türkçülük düşüncesini benimsemiştir.
Dili sade, açık ve yalındır.
Satı düşüncelerini yaymada araç olarak görmüştür.
Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
Didaktik şiirler yazmış, Türk mitolojisinden faydalanmış, Türk folklarından yararlanmış ve bu doğrultuda masal denemeleri ile manzum destan denemeleri vardır.
Genç Kalemler dergisinde yazılar yazmış, Yeni Mecmua dergisini çıkarmıştır.
Eserleri: Kızıl Elma, Yeni Hayat, Altın Işık (Şiir)
Türkçülüğün Esasları, Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak, Türk Medeniyet Tarihi (Makale-İnceleme)
Malta Mektupları (Mektup)
Refik Halit KARAY ()
İlk zamanlar Fecri Ati edebiyatında yer alan sanatçı daha sonra Milli Edebiyata geçmiştir.
Türkçeyi başarıyla kullanmış olan sanatçı düz yazılarıyla tanınır.
Hikayelerinde Anadolu’yu anlatmış, Anadolu’yu hikayelere taşımış olan sanatçı Memleket Hikayelerini yazmıştır.
Hikayelerinde Maupassant tarzı benimsenmiştir.
Dili oldukça sadedir. Konuşma dilini edebiyata taşımıştır.
Mizahi yazılarını ‘Kirpi’ adıyla yazmıştır.
Yeni Lisan hareketinin başarıya ulaşmasında çok büyük katkısı olmuştur.
Realizm akımının etkisinde eser yazmıştır.
Çok büyük gözlem yeteneği vardır.
Yazılarında tasvirlerde çok başarılıdır.
Yazdığı yazılardan dolayı sürgüne gönderilen sanatçı bu sırada ‘Memleket Hikayeleri’ni yazmıştır.
Eserleri:
Hikâye:Memleket Hikâyeleri, Gurbet Hikâyeleri
Roman:Çete, Bugünün Saraylısı, Sürgün, Dişi Örümcek, Sonuncu Kadeh, Kadınlar Tekkesi,Nilgün, İstanbul un İç Yüzü, Yer Altında Dünya Var, Anahtar, İki Bin Yılın Sevgilisi , Yezidin Kızı
Mizah:Kirpinin Dedikleri , Agop Paşanın Anıları , Ay Peşinde
Tiyatro:Deli
Günlük:Bir İçim Su , İlk Adım , Üç Nesil Üç Hayat
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ()
Birçok devlet görevinde bulunmuştur.
Fecri Ati’de başlayan sanatçı daha sonra Milli Edebiyat’a geçmiştir.
Hikâye, roman, deneme ve makale gibi düz yazı alanında önemli eserler vermiştir.
Realizm akımına mensup olan sanatçıda çok iyi bir gözlem yeteneği vardır.
İlk zamanlar ‘sanat için sanat’ yapan sanatçı Milli Edebiyat’a geçince ‘sanat toplum için’ anlayışıyla yazmıştır.
Romanlarında Anadolu’yu anlatmış, onların yaşayışlarını ve Tanzimat’tan Kurtuluş Savaşı ve sonrası dönemini eserlerinde başarılı bir şekilde işlemiştir.
Eserleri:
Roman: Yaban, Kiralık Konak, Sodome ve Gomore, Panorama funduszeue.info, Ankara,Nur Baba, Hep O Şarkı, Bir Sürgün
Hikâye:Bir Serencam, Rahmet, İzmir’den Bursa’ya
Mensur Şiir:Erenlerin Bağından, Okun Ucundan
Anı:Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Politikada 45 Yıl, Vatan Yolunda
HALİDE EDİP ADIVAR ()
Önemli kadın sanatçılarımızdandır.
İlk yazılarında ‘Halide Salih’ takma ismiyle eser vermiştir.
Eserlerinde ilk dönemlerde ‘bireysel’ konulara değinmiş daha sonraki dönemlerde ise ‘Toplum için sanat’ yapmıştır.
Realizm akımına mensuptur.
Onun romanlarında kadın kahramanlar dikkat çeker.
Eserlerinde başarılı bir gözlem vardır.
Gözlemdeki başarısını dile pek yansımamıştır. Dağınık , düzensiz bir üslubu vardır.
Romanlarındaki konular daha çok İstanbul’dan almış, kendi yaşadığı yerlerden ve zamandan seçmiştir.
Kadın psikolojisi,aşk,Milliyetçilik,Türkçülük ve kurtuluş savaşı başlıca konuları olmuştur.
Kurtuluş savaşına bizzat katılmış Sultanahmet’te yaptığı konuşmalarıyla tanınır.
Eserleri:
Roman:Sinekli Bakkal, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Handan Mor Salkımlı Ev, Raik’in Annesi, Sonsuz Panayır, Yeni Turan, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Tatarcık, Yol Polas Cinayeti
Ali Canip YÖNTEM ()
Fecri Ati topluluğunda yer alan sanatçı, daha sonra Milli Edebiyat topluluğuna katılmıştır.
Edebiyat öğretmenliği yapan son sanatçı ders kitaplarıyla tanınır.
Genç Kalemlerin başyazarlığını yapmıştır.
Fecr-i Ati’de aruzla şiir yazmış daha sonra hece ölçüsüyle yazmıştır.
Türkçülük anlayışına yeni bir çehre kazandırmaya çalışan sanatçı ulusal bir dil için çalışmıştır.
Edebiyat tarihi incelemeleri yapan sanatçının şiirlerinde aşk, doğa konusunda Lirik şiirleri vardır.
Eserleri
Şiir:Geçtiğim Yol
Makale:Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım
Araştırma:Türk Edebiyatı Antolojisi
Reşat Nuri GÜNTEKİN ()
Milli Edebiyat topluluğunun ve son yılların en büyük romancısıdır.
Realizm akımına mensup olan sanatçı eserlerinde gözlemlerine yer vermiştir.
Müfettişlik ve öğretmelik mesleğinden dolayı Anadolu’yu gezen sanatçı bunları eserlerinde yansıtmıştır.
Edebiyatımızın en başarılı gezi yazılarından biri olan ‘’ Anadolu Notları ‘’ eserini yazmıştır.
Çeşitli dergilerde yazı yazan sanatçı ‘’ Mehmet Ferit, Hayrettin Rüştü ‘’ gibi takma isimler kullanmıştır.
Eserlerinde sade bir dil ve canlı, akıcı, sürükleyici bir dil vardır.
Yanlış Batılılaşma, batıl inançlar ve Anadolu insanı eserlerindeki başlıca konulardır.
Eserleri:
Roman:Çalıkuşu, Damga, Bir Kadın Düşman , Dudaktan Kalbe , Yeşil Gece, Acımak, Kızılcık Dalları, Miskinler Tekkesi, Değirmen, Kan Davası, Eski Hastalık, Harabelerin Çekirdeği
Hikaye:Tanrı Misafiri, Eski Ahbap, Sönmüş Yıldızlar, Boyunduruk, Olağan İşler
Anı: Anadolu Notları
Tiyatro:Hançer, Eski Rüya, Tanrı dağı Ziyafeti, Hülleci
Rıza Tevfik BÖLÜKBAŞI ()
Çok bilgili olduğu için ‘Feylezof’ (filozof) lakabı takmışlardır.
Halk şiirini başarılı bir şekilde kullanmıştır. Âşık edebiyatını, saz şiir geleneğini yeniden canlandırmıştır.
İzlenimlerini , mecazlı bir söyleyişle eserlerde işler.
Sade, açık , yalın bir dil kullanmıştır.
Eserleri:
Şiir:Uçun Kuşlar, Serab-ı Ömrüm, Felsefe Dersleri
Halide Nusret ZORLUTUNA ()
Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapmıştıfunduszeue.infoçok kurumda çalışmıştır.
Daha çok şiirleriyle tanınır.
Hece ölçüsünü kullanmış, sade, açık ve yalın bir dille yazmıştır.
‘Git Bahar’ en önemli şiiridir.
Eserleri:
Şiir:Geceden Taşan Dertler , Yayla Türküsü ,Yurdumuzun Dört Bucağı
Mehmet Fuat KÖPRÜLÜ ()
Daha çok araştırmalarıyla tanınır. Özellikle Edebiyat alanındaki araştırmalarıyla tanınmıştır.
Araştırmaları sistemleşmiştir.
Ziya Gökalp’ın çıkardığı ‘Yeni Mecbua’da şiirler yazmıştır.
Eserleri:
Araştırma-İnceleme:Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Türk Saz Şairleri, Türk Edebiyatı Tarihi funduszeue.info, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Dili ve Edebiyatı Hakkında Araştırmalar, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu
Milli Edebiyat, Milli Edebiyat Konu Anlatımı
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası