kuyruk sokumu kanseri / Kuyruk Sokumu Ağrısı Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir? - Medicana

Kuyruk Sokumu Kanseri

kuyruk sokumu kanseri

Omurga Tümörü

Omurga, baş ile bacaklar arasında uzanan, omur adında toplam 33 kemikten oluşur. Omurga hem esnek hem de kuvvetli bir yapıdadır. Öne doğru eğrilen yapılara lordoz, arkaya doğru olanlara kifoz denir. Omurga karşıdan bakıldığında düz ve dik, yandan bakıldığında hafif ‘S’ şeklinde görünür. Omurga; 7 boyun, 12 göğüs, 5 bel, 5 sakrum ve 4 kuyruk sokumu omurundan oluşur.

Bütün canlılarda omurga vücudun temel yapıtaşı görevindedir.  Canlılarda vücudun hareketini sağlamakla görevlidir. Bunun yanında kasları muhafaza etmek, iç organları korumak, baş ile boyunun ağırlığını taşımak gibi görevleri de vardır.

Özellikle insanlarda, insanların dik ve sağlıklı bir pozisyonda durmasını sağlamak, omurga kanalında yer alan omuriliği darbelere karşı korumak, hareket edebilmek gibi görevleri de vardır. Omurgalarımızın zarar görmesi birçok sağlıksız durumla karşılaşmamıza sebep olur. Bunlardan en önemlisi omurga tümörüdür.

Omurga Tümörü Nedenleri

Uzmanlar omurga tümörünün neden olduğuna dair hala net bir açıklama yapamamış olsalar da bazıları genetik, bazıları vücuda alınan kimyasallar ile ilgili olduğunu savunur. Omurga tümörü, omurga kemiklerinde bulunan anormal yapıdaki lezyondur. Omurga tümörleri iki grupta incelenir: primer ve sekonder. Primer tümörler omurga kemiklerinden kaynaklı ortaya çıkar ve genellikle iyi huyludur.

Az rastlanılan kötü huylu primer tümörler de vardır ve her ikisi de büyürlerse omuriliğe zarar verebilir ve ciddi sakatlanmalara yol açabilirler. Sekonder tümörler ise kötü huylu olup vücudun diğer kısımlarında oluşup metastaz yolu ile omurgaya sıçrayan tümörlere denir. Bu metastazlar genellikle prostat ve meme kanserinden kaynaklanır.

Omurga Tümörü Nedir? Belirtileri ve Tedavisi &#; Profesör Doktor Gökhan Demirkıran (Video)

Omurga Tümörü Çeşitleri

Astrositom, Kordoma, Ependimoma, Gliom, Neurofibrom gibi omurga tümörlerinin çeşitleri vardır. Astrositom, omurilik içindeki glia hücrelerinde meydana gelir ve çocuklarda yaygın olarak görülür. Kordoma, kemik ve kıkırdak hücrelerinde meydana gelir. En az rastlanılan omurga tümörüdür. Ependimoma, merkezi sinir sisteminde ortaya çıkar ve beyne hasar verir. Gliom, bir anda büyüyebilen bir tümördür ve bu hastalığa sahip olanların hayati tehlikeleri çok yüksektir.

Omurga tümörü ameliyatı ankara

Omurga Tümörü Belirtileri

Omurga tümörüne sahip olan hastalarda ilk belirtiler kol, bacak, sırt ve boyunda çok şiddetli ağrılardır. Bu ağrıları kaslardaki güçsüzlük, halsizlik ve idrar yapmada sorunlar izler. Sekonder tümöre sahip olan hastalarda belirtiler ortaya çıktıktan sonra hızlı bir şekilde yayılır.

Bu hastalığın sebep olduğu ağrılar gittikçe şiddetlenir ve uyuşmalara kadar gidebilir. Bu ağrılar tümörün sinir sistemi üzerine baskı yapmasından kaynaklanır. Her hastanın sağlık durumunun ve tümörünün baskısının farklı olması nedeniyle ağrılarının düzeyi de farklı olur. Ayrıca bu hastalıkta bazı hastaların durumu gittikçe kötüleşmekte ve günlük hayatını kendi başına devam ettirememe hatta felç olma gibi sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

Omurgada tümörün yaptığı baskı başka birçok soruna da sebep olabilmektedir. Bu tümör ilk olarak baskısı ile omurga stabilitesinde bozulmalara neden olur. Omurga kemikleri ise bu baskıya dayanamaz ve zedelenir. Zaman içinde hastada gözle görülür bir duruş bozukluğu meydana gelir. Bunların en göze çarpanı kamburluktur. Kamburluk omurga dizilişindeki bozukluklardan kaynaklanır.

Omurga tümörünü tespit etmek için doktor muayenesinde önce fiziki muayene yapılır. Doktorun isteği üzerine bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve diğer bazı tetkikler yapılır.

Instagram Hesabımda Omurga Tümörü Tedavisi ve Ameliyatı ile İlgili İçerikler Paylaşıyorum. Takip Etmeyi Unutmayın.

Instagram

Omurga Tümörü Tedavisi

Omurga tümöründe tanı koyulduktan sonra uygulanacak tedaviye karar verilir. Bu kararı almada erken teşhis diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi çok önemli bir yere sahiptir. Cerrahlar ve onkologlar alınan bu tedavi yöntemlerinde hastanın sağlık durumu, tümörün iyi huylu veya kötü huylu olması, hastanın kemoterapiye verdiği tepki, tümörün yayılımı gibi etkenler göz önüne alınır ve kapsamlı bir araştırma yapılır.

Omurga tümörlerinde en sık uygulanan tedavi yöntemi ameliyat olmaktır. Gelişmiş ülkelerde mikrocerrahi yöntemi kullanılır ve bu sayede tümör, tümörlü bölgeden çıkarılır. Bu yöntem sağlık alanında yüksek teknoloji kullanan ülkelerde başarılı sonuçlar vermiştir. Radyoterapi veya kemoterapi ise tümörün yerine bağlı olarak tam olarak çıkarılamayan tümörler için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Kemoterapi kanser hastalarını ilaç yolu ile iyileştirmeyi hedefleyen bir yöntemdir. Radyoterapi ise ışın tedavisi ile ışınlarla tümörü küçültmeyi ve git gide yok etmeyi hedefleyen bir yoldur.

Ankara Omurga Tümörü Tedavisi

Omurga tümöründe belirlenecek tedavide tümörün iyi huylu veya kötü huylu olması da büyük önem taşır. Bazı iyi huylu tümörleri tedavi ederken tümörün olduğu bölge kazılır ve çıkarılır. Bu bölgeyi doldurmak için ise kemik çimentosu kullanılır. Kötü huylu tümörlerde ise yöntem aynıdır fakat tümörlü bölge daha geniş olarak kazılır. Bu çıkarılan bölgenin yerine kemik ile dolu olan metalden kafes konur. Metastaz yoluyla ortaya çıkan tümörlerde ise tümörlü bölge kemik çimentosu ile doldurulabilir.

İyileşme süreci ise 3 ile 10 gün arasında değişebilmektedir. Bunun süresini belirleyen faktörler ise şöyle sıralanabilir: ameliyat sırasında sorun oluşup oluşmaması, hastanın iyileşme süresi ve hızı, hastanın tümörünün iyi huylu veya kötü huylu olması,  tedaviden sonra hastanın kemoterapi veya radyoterapiye ihtiyaç duyup duymaması, hastanın fizyoterapi alıp almaması… Tüm bu faktörler omurga tümörü olan hastaların iyileşme sürelerini değiştirmektedir. Ayrıca hastalar cerrahi sonrası günlerinde dikişlerini aldırmaktadırlar.

Omurga Tümörü Tedavisi Ankara

Omurga Tümörü Ameliyatı

Hastalar ameliyata hazırlanırken gerekli kontrolleri yapılır ve damar yolları açılır. Hasta ameliyata hazır hale geldikten sonra ameliyat başlatılır. Ameliyat sırasında gerekli testler yapılarak omurilikte oluşabilecek hasarlar en aza indirilir.

Tümörün tam yerini tespit edebilmek için son teknoloji siatemler kullanılır. Yeri tespit edilen tümör özelliğine göre kazılır ve alınır. Bazı durumlarda tümörler tam olarak alınamayabilir. Bu gibi durumlarda kalan tümör parçalarını uzaklaştırmak için ses dalgaları kullanılabilir. Bu gibi durumlarda tam olarak çıkarılamayan tümörler için cerrahi sonrası kemoterapi veya radyoterapi uygulanır.

Sınırları belli olan ve başka yerlere yayılmayan tümörler genellikle tamamen alınabilir ve sonrasında da ek tedaviye gerek olmaz. Omurga tümörü ameliyatları çok hassas ve kritik bir bölgede olduğu için 5 ila 13 saat arasında sürebilir. Bazı durumlarda ise birden fazla ameliyat gerekebilir.

Omurga Tümörü Ameliyatı Nasıl Yapılır? Ameliyat Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler &#; Profesör Doktor Gökhan Demirkıran (Video)

Omurga Tümörü Ameliyatı Ankara

Cerrahide başarı için uyulması gereken kurallar vardır. Örneğin son teknoloji yöntemleri kullanmak hastanın omuriliğine verilecek hasarı minimuma indirmeye yardımcı olur. Aynı zamanda ameliyathane içerisindeki sağlık aletlerinin de kullanılan teknolojiye uygun olması cerrahideki başarıyı artırır.

Ameliyat sırasında nöromonitörizasyon yöntemi de gerekli olduğunda kullanılabilmektedir. Nöromonitörizasyon yöntemi ameliyat sırasında kullanılan bir tekniktir. Ameliyat sırasında bu teknik ile omurilikteki sinirsel iletişim dikkatle ölçülür. Bu ölçme ile hastanın omurgasına ve omuriliğine verilebilecek zararlar önceden görülebilir ve önlem alınabilir.

Beyin, sinir ve omurilik cerrahisi uzmanlarının işlerinin zorluğu, tecrübe gerektirmesi ve çok dikkat istemesi yüzünden sayıları oldukça azdır. Bu hastalığa yakalanmış hastaların güvenilir bir cerrah bulması ve her adımda cerrahlarının sözüne uyması gerekmektedir. Omurga tümörünün belirtilerine sahipseniz fakat herhangi bir tanı koyulamamışsa hastaların derhal hastaneye gidip muayene olması gerekmektedir. Erken teşhis hayat kurtarır.

Youtube Kanalımda Omurga Tümörü Tedavisi ve Ameliyatı ile İlgili Güncel Videolar Paylaşıyorum. İzlemeyi Unutmayın.

Youtube

Omurga Tümörü Olanların Yorumları

Omurga tümörü olan kişilerin yorumlarını ve verdiğim cevapları altta bulunan yorumlar kısmında bulabilirsiniz. Altta yer alan yorumlar ve verdiğim cevaplar kesinlikle tanı ve tedavi yerine geçmemektedir. Doğru tanı ve tedavi yöntemi için mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.

Siz de omurga tümörü ile ilgili aklınıza takılan soruları yorumlar kısmından bana iletebilirsiniz.

Omurga ve Omurilik Tümörleri

okuyabilirsiniz.

Omurga ve omuriliği oluşturan kemiklerde veya sinir gibi yumuşak dokularda gelişebilen, omurganın boyun, sırt, bel kuyruk sokumu gibi her bölgesinde yerleşebilen tümörlerdir. 

Omurga ve Omurilik Tümörleri

Omurga tümörleri nasıl anlaşılır?
Omurga ve omuriliği oluşturan kemiklerde veya sinir gibi yumuşak dokularda gelişebilen, omurganın boyun, sırt, bel kuyruk sokumu gibi her bölgesinde yerleşebilen tümörlerdir. Tümörler temel olarak iki sebeple ortaya çıkar. Bunlardan birincisi; omurga ve omuriliğin yapısını oluşturan hücrelerden kaynaklanan primer tümörlerdir. İkincisi ise, vücudun diğer taraflarında gelişip omurgaya sıçrayan metastatik tümörlerdir.  

Omurga ve omurilik tümörlerinin belirtileri nelerdir?
Bulundukları yere ve hastanın yaşına göre bulguları değişkenlik gösteren tümörlerde en yaygın olarak; bel ve boyun ağrısı gibi omurganın ilgili bölgesinde oluşan ve aşağı yukarı yayılabilen ağrı, omurgada eğilme, kemik kırıkları, idrar yapmada sıkıntı gibi belirtiler görülmektedir. Tümör direkt omurilikte oluştuğu veya vertebradan kaynaklanan tümör omuriliğe baskı yaptığı takdirde ise omurilik bası belirtileri meydana gelir. Bu da basının olduğu yere göre;  kol uyuşması, bacak uyuşması, göğüs bölgesinde uyuşma, el, kol ve bacaklarda kuvvet kaybı ve yürümede güçlük gibi belirtileri beraberinde getirmektedir.  

Omurga ve omurilik tümörlerinin tanısı nasıl konur?

Hasta öncelikle fizik muayeneye tabii tutulur. Hastada daha önceden geçirilmiş kanser veya ailede kanser hastası olanların varlığı tanıyı koymada önemli faktörler olduğundan hasta hikayesinin hekim tarafından bilinmesi gerekir. Hekim tümörden şüphelendiğinde, directgrafi, BT ve MRI gibi görüntüleme tetkikleri isteyebilir. Vücudun başka yerlerinde metastatik bir durum olma ihtimaline karşı sintigrafi veya PET de istenebilmektedir. Yapılan tetkikler sonucunda tespit edilen tümörler, local anestezi altında iğne veya trokar biyopsisi olarak omurga cerrahları veya girişimsel radyoloji uzmanları tarafından biyopsiye gönderilir. Biyopsi, tümörün kaynağını ve tipini belirleyerek tedavi sürecinin oluşturulması açısından gereklidir.  

Omurga ve omurilik tümörleri nasıl tedavi edilir?

Omurga ve omurilik tümörlerine yönelik yapılan tanının ardından, tümörün kaynağı ve tipine göre, hastaya uygun tedavi yöntemi belirlenir. Bunlar; cerrahi girişim, radyoterapi, kemoterapi gibi yöntemlerdir; tek uygulanabildiği gibi hastanın durumuna göre birlikte de kullanılabilir.

Omurilik ameliyatı hangi durumlarda yapılır?
Son yıllarda mikrocerrahi tekniklerin gelişmesiyle birlikte omurilik zarındaki iyi huylu tümörler kolaylıkla çıkarılmaktadır. Omurilik zarı dışındaki metastatik tümörler hastada omurga kırıklığına, ağrı ve güçsüzlüğe neden olduğundan bu tür kanserli hastalarda cerrahi girişim ile hastanın konforu amaçlanır. Yapılan cerrahi tedavi ile omurilikteki baskı kaldırılarak omurgayı destekleyici çeşitli implantlar takılır. Cerrahi girişim öncesinde ve sonrasında da hastaya radyoterapi uygulanır. Radyoterapi ve cerrahi girişime destek olarak kemoterapi tedavisiyle ise tümöre yönelik kimyasal maddeler verilerek tümörün küçültülmesi hedeflenmektedir. 

PaylaşWhatsApp

Sakrum Tümörleri

Sakrum, omurganın en altındaki kısmıdır. Leğen kemiğini arkadan saran ve devamı niteliğinde bir yapıya sahiptir. Kuyruk sokumu kemiğinin hemen üstündedir. Pelvisi oluşturan en önemli kemiklerden biridir.

Sakrum tümörleri, farklı anatomik yerleşimleri ve içerdiği sinir kökleri nedeniyle, pelvis organları ve büyük damarlarla ilişkileri nedeniyle ve de tedavilerindeki incelikler nedeniyle özel tümörlerdir. Sakrum tümörlerinin bir kısmı sakrumun kendisinden kaynaklanan tümörler olabileceği gibi, başka bölgelerden gelen (metastatik) tümörler de sakrumda sıklıkla görülür. İyi huylu tümörlerden dev hücreli tümör, anevrizmal kemik kisti, osteoid osteoma ve sinir kılıfı tümörleri görülebilir. Kötü huylu tümörlerden kordoma ve sarkomalar görülebilir.

Belirtiler

Bazen sadece bel veya bacak ağrısı, bazen kuyruk sokumunda ağrı olabilir. Bazen bacaklarda uyuşmalar ya da güç kaybı görülebilir. İşeme bozukluları ve sindirim sistemi ve dışkılama problemleri görülebilir. Kabızlık ve dolgunluk hissi bazen ilk görülen belirtilerdendir. Cinsel fonksiyon bozuklukları görülebilir. Belirtiler, tümörün yerleşim yerine ve yayılım şekline göre çok farklı klinik tablolar oluşturabilir. Kötü huylu tümörlerde ek olarak ateş yükseklikleri, kilo kaybı ve kötü huylu tümörlerin gösterdiği genel bulgular da görülebilmektedir. Hastanın şikayeti, hastalığın hikayesi ve muayene tanı açısından çok önemlidir.

Tanı
  1. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) genellikle ilk istenen tetkiktir. Tümör hakkında çok detaylı bilgi verir. Ayrıca tümörün pelvis içindeki organlarla ilişkisi de değerlendirilir.
  2. Sakrum tomografisi omurga kemiklerinin yapıları, tümördeki kalsifikasyonlar (kireçlenme) hakkında detaylı bilgi verebilir.
  3. Anjio ile tümör dokusunun kanlanması ve etraf büyük damarlarla ilişkisi görülebilir.
  4. Röntgen filmlerinde sakrum kemiklerinde bozulmalar ve erimeler görülebilir.
Tedavi

Sakrum tümörlerinde tedaviyi belirleyen en önemli kriter tümörün cinsidir. Bunun için hastalara genellikle biyopsi yapılır. Patoloji sonucuna göre tedaviye karar verilir.

Kordoma yada sarkoma gibi kötü huylu tümörlerin tedavisinde radyoterapi ya da kemoterapinin çok etkisi olmadığı için, asıl tedavi tümörün çıkarılmasıdır. Burada en önemli nokta tümörün etrafındaki sağlam, tümörsüz dokular ile birlikte çıkartılmasıdır. Bacakları ve ayakları kontrol eden sinirler ile idrar ve dışkı kontrolünü sağlayan sinirler sakrum kemiğinin içinden geçer. Sakrum tümörlerinde bu sinir yapıları genellikle tümör dokusu tarafından sarılmıştır ve ayrılamaz. Tümör çıkartılırken bu sinir yapılarının kesilmesi gerekebilir.

İyi huylu tümörlerde genellikle tümörün içine girilerek, tümör parçalanarak çıkartılır. Bu sayede sinir yapıların korunması da mümkün olabilir. Total sakrektomi denilen sakrum kemiğinin tamamının çıkarılması işleminden sonra lumbopelvik stabilizasyon (omurga ve pelvisin vidalarla sabitlenmesi) yapılması gerekli olabilir.

Sakrum tümörlerine uygulanan cerrahi girişimler pek çok yönden yüksek risk taşırlar. Tümörün total çıkartılması, cerrahi tedavinin temelini teşkil eder. Ancak yerleşim yerinin özellikleri, batın ve pelvis içi organlarla olan ilişkisi nedeniyle total sakrektomi çok özellikli bir ameliyattır. O yüzden sakrum tümörlerine yönelik ameliyatların, sakrum cerrahisi konusunda deneyimli ekipler tarafından yapılması önemlidir.

Ameliyatlardan önce yapılan anjiografi ve tıkama işlemi ameliyat esnasındaki konforu arttırmakta ve kan kaybını en aza indirebilmektedir. Bazen debu yöntemle tümöre etkili ilaçların verilmesi mümkün olabilir. Radyoterapi ameliyattan sonra kalan tümörü küçültmek ve nüksü engellemek amacıyla kullanılsa da kötü huylu tümörlerin pek çoğuna etkin değildir.

Kordoma

Tüm kordomaların yaklaşık yarısı sakrumda görülmektedir. Ayrıca kordomalar, sakrumdan kaynaklanan tümörler arasında en sık rastlananlardır. Doğumdan önceki dönemde oluşan notokord kalıntılarından köken alan bu tümörler kötü huyludur ve yavaş büyürler. Genellikle orta yaş ve üzerinde daha sık görülürler. Erkeklerde kadınlara göre iki kat daha sıktırlar. Kırk yaşından sonra bel ağrısı ve kabızlık şikâyeti olan hastalarda kordomalar ilk akla gelmesi gereken tümörlerdendir. Cerrahi girişim öncesi biyopsi alınarak tanının kesinleştirilmesi ameliyat planı yapılırken yardımcı olmaktadır. Tedavisi tümörün içine hiç girilmeden, etrafındaki sağlam tümörsüz dokular ile birlikte çıkartılmasıdır. Erken tanı yapılabilirse operasyon riskleri ve komplikasyonları çok daha düşüktür.

Sarkoma

Osteosarkom, kondrosarkom, Ewing sarkomu gibi tümörler ilerleyici lokal ağrılar ve ilerleyen zamanda güç ve his kayıpları, fonksiyon bozuklukları ile görülebilirler. Kondrosarkomlar doğrudan sakrumda oluşabilir veya enkondrom, osteokondrom gibi iyi huylu tümörlerin habisleşmesi sonucunda gelişebilirler. Bunlar, ortalama 45 yaşlarında ve erkeklerde daha çok görülürken osteosarkomlar daha da ileri yaşlarda sıktır. Yalnızca Ewing sarkomu çocuklarda veya genç erişkinlerde ortaya çıkabilmektedir ve bunlar sakrum dışında görülenlere göre daha kötü seyirlidirler. Bunun nedeni, gecikmiş klinik bulgular ve büyük boyutlara ulaşabilmeleridir. Sakrumda yerleşmiş sarkomlarda cerrahi öncesi PET/CT çekilmesi ve biyopsi ile tanının kesinleştirilmesi önemlidir. Tedavisi tümörün içine hiç girilmeden, etrafındaki sağlam tümörsüz dokular ile birlikte çıkartılmasıdır.

Dev Hücreli Tümör

Dev hücreli tümörler, sakrumun ikinci en sık tümörleridir. Genellikle iyi huylu olmalarına rağmen kısmi habisleşme oranları çok da düşük değildir. Akciğerlere yayılabilme özellikleri de vardır. Kemiği genişleterek büyüyen kitlelerdir ve tanı konulduğunda çoğunlukla büyük boyutlara ulaşmış olurlar. Pek çok hastada rektal muayene esnasında kitle fark edilebilir. Görülme oranları yaşlar arasında sıktır. Sıklıkla kalçanın arkasında yayılan ağrı ile ortaya çıkarlar. Tedavisi cerrahidir. Kitlenin yeniden tekrar etmemesi için tam olarak çıkartılması ve mümkün olduğunca temizlenmesi önemlidir. Tamamen etrafından dönülerek çıkartılamayan tümörlerde, tümör içini küretaj yaparak temizlemek de mümkündür. Bu tümörlerin operasyonlarında da tüm sakrum tümörlerinde olduğu gibi vidalar konularak omurga ve pelvis kemikleriyle sabitleme işlemi yapmak gerekebilir.

Kuyruk Sokumu Ağrısı

Kuyruk sokumu ağrısı, günümüzde her yaştan bireyde görülebilen bir rahatsızlıktır. Genellikle direkt üzerine düşmeye bağlı olarak gelişen ağrının şiddeti değişkendir. Bazı durumlarda, bireylerin hayatını oldukça olumsuz yönde etkileyecek derecede şiddetli belirtiler ya da kronikleşen ağrılar görülür. Kuyruk kemiği ağrısı genellikle ameliyatsız tedavi edilebilse de, ender olarak cerrahi tedavi gerekliliği doğabilir.

Kuyruk Sokumu Ağrısı Nedir?

Bel kemiğinin bitim noktası olan koksiks kemiği ya da kuyruk sokumu, kemiğin birbirine eklemlenmesi ile oluşan ve üçgen yapıya sahip bir kemik yapısıdır. Kuyruk sokumunun temel işlevi doku, kas ve tendonlar arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Aynı zamanda kuyruk sokumu, bireyler oturur pozisyonda dururken omurgayı destekler. Pelvik tabanda bulunan bazı kasların kaynaşma noktası da koksiks kemiğidir.

Koksigodini olarak da bilinen kuyruk sokumu ağrısı, bu bölgede çeşitli nedenlere bağlı olarak oluşur. Kalça üzerine düşme, bu bölgeye darbe alma ya da çeşitli hastalıklar kuyruk kemiğinde ağrıya neden olabilir. Zedelenme, kırılma ya da ezilmelere göre farklı şiddetlerde ağrı hissi duyulabilir.

Kuyruk sokumu ağrısının cinsiyetler arasında görülme sıklığı değişiklik gösterir; kadınlara göre erkeklerde 5 kat daha az görüldüğü araştırmalarla ortaya konmuştur. Bunun en önemli nedenleri arasında kadınların pelvik yapısının erkeklere göre çok daha geniş olması bulunur. Bu durumda kuyruk kemiği darbe ve oluşacak hasarlara daha açık konumdadır. Aynı zamanda, doğum sırasında bebeğin hareketlerinin bu bölgede yoğunlaşması da ağrı oluşmasına neden olabilir. Kadınlarda adet dönemlerinde de kuyruk kemiği ağrısı görülebilir.

Kuyruk Sokumu Ağrısı Neden Olur?

Kuyruk sokumu ağrısının pek çok farklı nedeni olabilir. Düşme ve yaralanmaların yanı sıra tümör ve enfeksiyon gibi çeşitli hastalıklar da bu bölgede ağrı hissi duyulmasına neden olur.

Kuyruk sokumu ağrısının bazı nedenleri şu şekildedir:

    • Kuyruk sokumu bölgesine ya da kemiklere darbe almakUzun süre ayakta kalmak
    • Normal kilonun çok üzerinde ya da çok altında olmak
    • Yanlış pozisyonda oturmakSinir sıkışmaları
    • Omurga bozuklukları
    • Doğumsal kuyruk sokumu anomalileri
    • Tümör
    • Enfeksiyon
    • Bel fıtığı
    • Kemik zarı iltihaplanmaları
    • Cerrahi operasyonlar
    • Jinekolojik sorunlar
    • Pelvik tabanda işlevsel bozukluk
    • Çok ağır eşyaları ya da yükleri kaldırmak
    • Uzun süre hareketsiz kalmak
    • Kadınlar için doğum sırasında yaşanan travmalar

Direkt bu bölge üzerine düşme sonucu alınan darbeler ağrının çok görülen nedenlerinden biridir. Düşüş anındaki travma bu bölgede doku, kas ve kemik zedelenmelerine, kırıklara ya da yaralanmalara neden olabilir. Özellikle spor yaparken kalça üzerine düşmek ağrının oluşmasında sık görülen nedenlerden biridir.

Bunların yanında, uzun süre boyunca sert zemin üzerinde oturmaktan kaynaklanan ağrılara bazı durumlarda periost olarak da bilinen kemik zarındaki iltihaplanmalar neden olur. Bazı durumlarda ise sinir atakları ortaya çıkar. Alt sakral kemik ve bu bölgenin genelinde nöral pleksus adı verilen sinir grubu bulunur. Bu sinirlerin sert yüzeyle temas etmesi de ağrı nedeni olabilir.

Bireylerin kilo durumları da kuyruk sokumu ağrısının önemli bir nedeni olabilir. Çok kilolu kişiler otururken kuyruk sokumu bölgesinde fazla baskı hissedebilir. Tam tersi olarak aşırı zayıf bireylerde ise bu bölgeyi koruyacak bir yağ tabakası yoktur. Bu durumda kuyruk sokumu kemiği hasar alabilir.

Kuyruk sokumu ağrısı nadiren de olsa bazı hastalıklardan kaynaklanabilir. Bu bölgede ortaya çıkan enfeksiyon ve tümörler ağrının nedeni olabilir.

Hamilelikte Kuyruk Sokumu Ağrısı Neden Olur?

Özellikle ikinci ve sonrasındaki gebeliklerde, bebeğin kuyruk kemiğine baskı yapması nedeniyle kadınlarda bu bölgede ağrı görülebilir. Hamileliğin ilk aylarında da hissedilebilen bu ağrı, son 3 ayda daha şiddetli hale gelebilir. Bunun en önemli nedeni hormonal değişimlerdir. Gebelik süresince salgılanan bazı hormonlar, doğum için kasları hazırlamak amacıyla eklemlerin gevşemesine neden olur. Bu durum da kuyruk kemiğinin kaymasına, dolayısıyla ağrıya sebep olabilir.

Gebelik sırasında ortaya çıkan kuyruk sokumu ağrısının bazı nedenleri şu şekildedir:

    • Hapşırma ya da öksürme gibi zorlayıcı hareketler
    • Kabızlık
    • Ağır bir eşya kaldırmak
    • Kuyruk sokumu üzerine düşmek ya da bu bölgeye darbe almak
    • Cinsel ilişkiye girmek
    • Önceki doğumlarda zorluk çekmiş olmak
    • Sert bir yüzey üzerinde uzun süre oturmak

Kuyruk Sokumu Ağrısının Belirtileri Nelerdir?

Kuyruk sokumu ağrısının belirtileri ve şiddeti, ağrının nedenine göre kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Yaygın olarak görülen belirtiler ise şu şekildedir:

    • Kuyruk sokumu bölgesine temas edildiğinde hissedilen acı ve ağrı hissi
    • Darbe ve düşme durumlarında bölgede gözle görülen doku zedelenmesi ya da yaralar
    • Dışkılama sırasında oluşan ağrı
    • Kadınlar için cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumu bölgesinde ağrı ve acı hissi
    • Ayağa kalkarken duyulan şiddetli ağrı

Kuyruk sokumu ağrısının görülen yaygın belirtisi genel olarak oturma pozisyonunda ortaya çıkar. Özellikle yumuşak olmayan zeminle temas durumunda bireyler kuyruk sokumu bölgesinde acı hissi duyabilir. Kuyruk sokumu ağrısının altında yatan farklı bir hastalık varsa bu gibi durumlarda bacaklarda da ağrı hissedilebilir.

Bazı kişilerde hafif seyreden belirtilerin şiddeti artabilir. Araç kullanmak, bisiklete binmek, eğilmek, merdiven çıkmak gibi aktivitelerde ve hareketlerde kuyruk sokumu ağrısının şiddeti bir anda artabilir.

Tanı Nasıl Konur?

Kuyruk sokumu ağrısının tanısı fiziki muayene ve görüntüleme yöntemleri yardımıyla konur. Uzman hekim, fiziki muayenede hastaların kuyruk sokumuna elle temasta bulunabilir. Gözle görülen bir hasar olmamasına rağmen bölgeye baskı uygulandığında hasta ağrı hissi duyuyorsa koksigodiniden şüphe edilir. Muayene sırasında hastaların tıbbi geçmişleri ve herhangi bir darbe ya da düşme durumu olup olmadığı gibi hastalık süreci de dinlenir.

Bazı durumlarda hekimler manuel kuyruk sokumu muayenesi de yapabilir. Rektumdan elle yapılan muayenede kuyruk kemiğinin hareketliliği, kalçanın konumu ve iç organlarda bir etkilenme olup olmadığı kontrol edilir. Elle yapılan muayene sırasında rektum ve kuyruk sokumunda ağrı hissi oluyorsa koksigodini ihtimali üzerinde durulur.

Darbe ve düşmelere bağlı olmayan kuyruk sokumu ağrısının tanısında görüntüleme yöntemlerinden yararlanmak gerekir. Röntgen, manyetik rezonans (MR), bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri aracılığıyla kuyruk sokumu bölgesinde iltihaplanma ya da tümör olup olmadığı anlaşılır. Manyetik rezonans bu yöntemler arasında en sık tercih edilen görüntüleme yöntemidir. MR yöntemiyle yalnızca tümör ya da enfeksiyonlar değil kemik kırıkları, çatlaklar, yaralanmalar ve çevre dokularda herhangi bir zedelenme olup olmadığı da görülebilir.

Kemik zarı iltihaplanmaları ya da tümör tespit edilen durumlarda hastalara kontrast madde verilerek tekrar görüntü alınır. Bu sayede kuyruk sokumu bölgesi tüm detaylarıyla görüntülenir.

Kuyruk Sokumu Ağrısının Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kuyruk sokumu ağrısının tedavisi ağrıların nedeni, şiddeti ve hastaların genel sağlık durumlarına göre planlanır. Fizik tedavi, lokal enjeksiyonlar, anestezi altında manipülasyon, cerrahi girişimler temel tedavi yöntemleri arasında bulunur. Medikal yöntemler genellikle ağrıların azaltılması ya da tamamen kesilmesi amacıyla kullanılır. Aynı zamanda tedavi planının da bir parçasıdır. 

Fizik tedavi, kuyruk sokumu ağrısında yaygın olarak başvurulan tedavi yöntemlerinden biridir. Ağrıların nedeni ve şiddetine göre fizik tedavi sırasında pelvik taban desteklenebilir ya da kuyruk kemiğine komşu kaslar güçlendirilebilir. Aynı zamanda ağrıların şiddetini azaltmak için hastalara egzersiz uygulamaları önerilebilir.

Anestezi altında manipülasyon tekniği, son dönemde bu rahatsızlıkta sıkça başvurulan ve genellikle yüzgüldürücü sonuçlar veren bir tekniktir. Bu uygulamada hasta 5 dakika kadar bir süre hafif bir anestezi alarak uyutulur. Uygulamayı yapan kişi rektal tuşe yaparak koksiks bölgesine içeriden özel bir manipülasyon uygular, işlem sonunda ilgili bölgeye bir enjeksiyon da yapılabilir. %% oranında başarılı sonuçlar alınabilinen uygulama ile, ameliyat olmadan sorunu çözmek mümkün olabilir.

Özellikle şiddetli ağrılarda ise reçeteli ya da reçetesiz ilaçlardan yararlanılır. Ağrılar için lokal enjeksiyon uygulamaları da etkili olmaktadır. Steroid içerikli ya da steroid içermeyen ilaçlar hastalara enjekte edilir. Enjeksiyon işlemleri, hem ağrıların azalmasına ya da tamamen kesilmesine hem de fizik tedavi uygulamaları sırasında kasların gevşemesine yardımcı olur. Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın hastanın belirli bir süre özel oturma simitleri kullanması, tedavilerin başarı oranını arttırır.

Bazı durumlarda kuyruk sokumu ağrısının nedeni altta yatan farklı bir hastalıktır. Böyle bir hastalık tespit edildiğinde tedavi planı öncelikle bu hastalık üzerinden yapılır. Hemoroit gibi hastalıklar, kabızlıkla birlikte kuyruk kemiği ağrısı yapabilir. Bu durumda öncelikle hemoroit tedavi edilir ve kuyruk sokumu ağrısının geçip geçmediği kontrol edilir.

Cerrahi yöntemler nadir olarak tercih edilse de kuyruk sokumu ağrısına neden olan farklı hastalıkların tedavi edilmesinde etkili olur. Bel fıtıkları ya da pelvik taban hasarlarında cerrahi müdahalede bulunularak ağrıların giderilmesi sağlanır. Bazı durumlarda ise cerrahi operasyon sırasında kuyruk kemiğinin bir bölümü alınabilir.

Kuyruk Sokumu Ağrısı Nasıl Geçer?

Bazı hastalarda kuyruk sokumu ağrısı sadece hafif belirtilerle kendini gösterir. Hafif şiddetteki ağrılar muayeneden önce uygulanabilecek bazı yöntemlerle geçirilebilir.

    • Reçetesiz satılan analjezik ilaçlar ve topikal kremler ağrıların azaltılması amacıyla kullanılabilir.
    • Birlikte uygulanacak sıcak ve soğuk kompres de ağrıların azalmasına yardımcı olur. İltihaplanma riskini düşüren ve kan akışını hızlandıran bu yöntemde, öncelikle ortalama 15 dakika sıcak kompres, daha sonra 15 dakika soğuk kompres yapmak gerekir.
    • Kas zedelenmelerinden ya da uzun süre sert zemin üzerinde oturmaktan kaynaklanan ağrılarda kuyruk kemiği çevresine masaj yapılabilir. Aynı zamanda başlangıç seviyesinde yoga, pilates gibi sporları yapmak da kasların gevşemesini sağlar. Bazı durumlarda kişiler ağrıların artacağı endişesi ile egzersiz yapmaktan ya da hareket etmekten kaçınabilir. Aslında hareketsizlik, tam tersi etki yaratarak ağrıların kronik hale gelmesine neden olabilir. Bu nedenle hafif egzersizlerle kuyruk kemiği çevresindeki kasların çalıştırılması gerekir.
    • Masa başı bir işte çalışanlar ya da günün büyük bölümünü aralıksız oturarak geçirenlerin belli periyotlarla kısa süreli yürüyüş yapması faydalı olmaktadır.
    • Kuyruk kemiği ağrısının hemoroit gibi rektum rahatsızlıklarından kaynaklandığı durumlarda tuz banyosu ve özel yastıklarda oturmak ağrıların azalmasına yardımcı olur. Özellikle simit şeklindeki özel hemoroit yastıkları kuyruk sokumu çevresinde baskı oluşmasının önüne geçer.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır