metabolizma yavaş çalışırsa ne olur / 10 Adımda Metabolizmanı Hızlandırıp Yağlarından Kurtul!

Metabolizma Yavaş Çalışırsa Ne Olur

metabolizma yavaş çalışırsa ne olur

29.09.2021
Öne çıkan görsel

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göknur Yorulmaz metabolizma hızı hakkında merak edilenleri anlattı: “Metabolizma organizmalardaki yaşamın devamını sağlayan kimyasal reaksiyonlar kümesidir. Genellikle katabolik reaksiyonlar ile enerji açığa çıkar ve anabolik reaksiyonlar  enerji tüketimine sebep olur. Metabolizmamız ile vücuda alınan kalori enerjiye dönüşür.” dedi.

Metabolizma hızını etkileyen durumları açıklayan Doç. Dr. Göknur Yorulmaz: “Bir organizmanın bazal metabolizma hızı, tüm bu kimyasal reaksiyonlar tarafından tüketilen enerji miktarının ölçüsüdür ve kalori cinsinden ifade edilir. Metabolizma hızını etkileyen faktörler genetik, cinsiyet, yaş, çevresel etmenler, beslenme şekli ve hastalıklar olarak sıralanabilir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Ergenlik ve hamilelik döneminde metabolizma hızı artar. Yaşlanma ile metabolizma hızı yavaşlar.  Hormonların ve ilaçların metabolizma hızını artırıcı veya azaltıcı etkileri olabilir.” dedi.

Metabolizmanın tetiklediği rahatsızlıklardan bahseden Yorulmaz; aslında metabolik hızın düşmesi ile tüketilen besinlerin enerjiye dönüşümünü azalır ve vücutta yağ dokusu olarak depolanmalarına yol açar. Bunun sonucunda  zamanla metabolik sendrom denilen; içinde insülin direnci, lipit metabolizma bozuklukları, obezite, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve diyabet  gibi ciddi sağlık problemlerini içeren bir klinik tablo ortaya çıkabilmektedir. Metabolizma hızında azalma yıllar içinde birçok obezite ve obezite ile ilişkili kronik hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilmektedir.” dedi.

Tiroid hormonunun metabolizma üzerindeki etkisine değinen Yorulmaz: tiroid hormonu vücudun metabolizma hızının düzenlenmesinde etkili bir hormondur. Metabolik hızın arttığı duruma en iyi örnek tiroid hormon fazlalığıdır. Tiroid hormonlarının fazlalığı hipertiroidi dediğimiz hastalığa neden olur. Zehirli guatr olarak da bilinir.” dedi.

“Tiroid hormon fazlalığı vücudunu nasıl etkiler?” sorusuna yanıt veren Doç. Dr. Yorulmaz: “Öncelikle metabolizmanın hızlanmasına sebep olur. Metabolizmanın yavaşlaması gibi aşırı çalışması da sorunları beraberinde getirir. Kişi çok yemek yemesine rağmen zayıflar. Bu zayıflama sağlıklı bir kilo verme durumu değildir. Vücuttaki tüm organlar bu fazla çalışmadan etkilenir. Kişiler bunu aşırı sinirlilik, uykusuzluk, çarpıntı, halsizlik, terleme, yüksek tansiyon, yürürken nefes almada zorluk, kaşıntı, döküntü, saçlarda incelme dökülme, ishal gibi değişik şikâyetler ile fark eder.  Önlem alınmaz ise kemik erimesi, kalpte ritim sorunları, kalp yetmezliği, karaciğer sorunları, çok ilerlemiş hastalarda koma ve ölüme kadar giden problemler ortaya çıkabilir.  Dolayısıyla metabolizmanın yavaşlamasında olduğu gibi fazla çalışması da kişiye zarar verebilir. Bu nedenle metabolizmanın dengeli bir şekilde çalışması çok önemlidir.” ifadelerinde bulundu.

METABOLİZMA HIZLANIR MI?

Metabolizma, vücudun temel ihtiyaçlarının karşılanması ve gerekli enerjinin sağlanması için gerçekleşen tüm reaksiyonlar bütünüdür, yaşamsal faktörlere bağlı olarak hızı değişebilen ve ölçülebilen dinamik bir süreçtir.

Metabolizma hızı, tam bir dinlenme durumunda organların çalışması, vücut ısısının korunması gibi yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesi için gerekli olan zorunlu enerji miktarıdır. Metabolizma hızının düşük olması, fazla yemek yenmemesine ya da diyet yapılmasına rağmen kilo vermeyi engelleyebilir, hatta kilo bile aldırabilir. Normalden az yemenize rağmen kilo artışınız var ise metabolizma hızınızı ölçtürmek de yapılması gerekenler listesinde yer almalıdır.

Bazal metabolizma hızıyla ilgili internette veya kitaplarda çeşitli formüller yer almaktadır. Bu hesaplar kişinin yaşı, cinsiyeti, boy uzunluğu ve vücut ağırlığı göz önüne alınarak hazırlanmaktadır. Diğer yandan günlük enerji gereksinimi kişinin yalnızca çalışma durumuna ya da mesleğine göre belirlemek de yanıltıcı olabilir. Çünkü hafif işte çalışan bir insanın iş dışı yaşantısı çok hareketli olabilir, bu da enerji ihtiyacını artırır. Vücut bileşiminin yani kas kitlesinin metabolizma hızı üzerinde çok önemli bir etkisi vardır. Bu nedenle aynı yaş, cinsiyet, boy uzunluğu ve vücut ağırlığına sahip 2 kişinin fiziksel aktivite dereceleri birbirinden farklılık göstereceği için metabolizma hızları aynı olamaz. Halbuki standart formüller bu farkı göz ardı ettiği için doğru sonuç veremez.

Metabolizma hızının en doğru ölçümü nasıl olmalıdır?

Doğruluğu pek çok klinik çalışma ile kanıtlanmış olan Metabolizma Hızı Testi, kişinin istirahat halindeki metabolizma hızını en kolay yoldan, kesin ve hızlı bir şekilde ölçen ve kişinin istirahat halinde iken ne kadar enerjiye ihtiyacı olduğunu gösteren bir testtir. Bu ölçüm, sağlam, etkili bir zayıflama ve egzersiz programında çok önemli bir başlangıç aracıdır. Bazal metabolizma hızının ölçümünde kullanılan bazı matematiksel hesaplamalara nazaran altın standart olarak görülen oksijen tüketimine dayalı bu test ile kişinin dinlenme halinde iken 24 saat içinde harcadığı enerji net bir şekilde ölçülebilmektedir.

Metabolizma Hızını Etkileyen Faktörler

Yaş, genetik yapı, cins ve ırk metabolizmayı etkileyen değiştirilemeyen faktörlerken diyet, beslenme ve yaşam şekli değiştirebilir faktörlerdir. Metabolizma hızını etkileyen birkaç faktörü beraberce inceleyelim:

Cinsiyet: Kadınlardaki kas sayısı erkeklere oranla hem azdır hem de kas kütlesi zayıftır. Bu da kadınların daha az enerji harcaması, metabolizmanın erkeklere göre daha yavaş olması anlamına gelir. Vücutta yağ dokusu arttıkça metabolizma hızı düşer, kas dokusu arttıkça yükselir. Bunun nedeni, yağ dokusuna göre kas dokusunun daha etkin olması ve daha çok enerji harcamasıdır. İşçi ve sporcu gibi kas dokusu fazla olanlarda da metabolizma hızı, hafif işle uğraşanlara göre yüksek olabilir.

Genetik: Ailesinde kalıtımsal olarak metabolizma bozukluğu olan kişilerin maalesef metabolizma hızları da yavaş olma eğilimindedir.

Diyet ve uzun süreli açlık: Özellikle kilolu insanların kilo vermek için yapmış oldukları diyetlerle sürekli kilo alıp vermeleri ve uzun süreli açlık ve yarı açlık durumu da metabolizma hızını düşürür. Uzun süre normalden az besin alanların metabolizma hızında %30, aşırı ve sürekli açlık durumunda ise %60 kadar azalma meydana gelir. Aşırı ve sürekli açlıkta, vücudun metabolizma için daha az enerji kullanmaya alıştığı, böylece az enerji harcayarak yaşamaya çalıştığı ileri sürülmektedir.

Hastalıklar: Tiroid bezinin yavaş çalışmasının en temel sonuçlarından biri metabolizmanın yavaşlamasıdır. Vücudun kortizon veya insülin salgılaması da metabolizma hızını yavaşlatabilmektedir. Özellikle ateşli hastalıklarda hücresel fonksiyonlardaki artış nedeniyle metabolizma hızı yükselir. Vücut sıcaklığında 37°C üzerinde her 1°C artış, metabolizmayı ortalama %12,5 yükseltir.

Stres: Önemli bir konu stresin metabolizmaya etkisidir. Stres kortizon salınmasını artıran önemli bir durumdur ve sürekli kortizon salınımı metabolizma hızını anlamlı derecede azaltan önemli faktörlerden biridir. Stres altında aşırı yemek yemeden kilo artışı çok sık karşılaşılan bir durumdur. Böylesi bir durumda mücadele edilmesi gereken metabolizma hızı ya da yeme şekli değil, strestir.

Karbonhidratlar ve proteinler: Gün içerisinde makarna, şeker, tatlı ve hamurlu gıdalar kısacası rafine karbonhidrat tüketimi metabolizma hızını olumsuz yönde etkilerken diyetin bileşiminde protein oranının fazla bulunması metabolizma hızını artırır.

Sıcaklık: Hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde metabolizma daha hızlı çalışırken, kış mevsiminde daha yavaş çalışmaktadır.

Yaş: Büyümenin en hızlı olduğu bebeklik ve ardından çocukluk döneminde metabolizma hızı en yüksek değerlerdedir. Yaş ilerledikçe metabolizma hızı düşer. Metabolizmanın en hızlı çalıştığı dönem 15-30 yaş aralığıdır. 30 yaşından sonra düşmeye başlayan metabolizma hızı, kadınlarda menopoz dönemine girildiğinde tekrar hızlanır. Metabolizma hızı ergenlik ve hamilelik döneminde de artmaya başlar.

Hormonlar: Tiroid bezinden salgılanan tiroksin hormonu bazal metabolizmayı etkiler. Bu hormon aşırı salgılanırsa metabolizma hızı yükselir, az salgılanırsa düşer. Böbreküstü bezinden salgılanan adrenalin hormonu da metabolizmayı hızlandırıcı etki gösterir.

Gebelik ve Emzirme Dönemi: Gebeliğin ilk aylarından sonra özellikle son üç aylık dönemde metabolizma hızında artış olabilir. Bunun nedeninin, son aylarda yavrunun ve anne dokularının hızlı büyümesi olduğu düşünülmektedir.

Uyku: Uykunun ilk saatlerinde metabolizmada önemli değişiklik olmaz. İlk saatlerden sonra düşme başlayarak 5-6 saatlik uyku sonunda metabolizmada %10’a kadar düşme olabilir.

Düşük Metabolizma Hızının Sonuçları

Metabolizma hızının düşük olmasının en sık sonucu, az yemek yenmesine veya diyet yapılmasına rağmen istenilen kilonun verilememesi ya da önlem alınmayan durumlarda kilo artışıdır. Metabolizma hızına göre hesaplanmış dengeli bir diyet ve egzersiz programıyla kilo verildiği takdirde metabolizma hızınızın yavaşlaması engellenebilir. Böylelikle diyet süresince kilo kaybının ne olabileceği de tahmin edilerek hayal kırıklıklarından kurtulmak mümkün olur.

Şişmanlık: En basit tanımıyla vücut ağırlığının gerekenden daha fazla olmasıdır. Bu durum, vücuttaki yağ dokusu oranının artması sonucu ortaya çıkar. Şişmanlık, klinik muayene, boy ve ağırlık ölçümlerini standart ölçümler ile kıyaslama, cilt kalınlığını ölçme gibi yöntemlerle saptanabilir. Bir kişinin şişman olup olmadığını değerlendirmek için sıklıkla, beden kitle indeksi (BKİ) ile ilgili standart değerler kullanılır. Metabolizma hızı bireye özgüdür yani parmak izi gibidir.

METABOLİZMA HIZINI ARTIRMANIN YOLLARI

  1. Beslenmede yağ miktarını sınırlandırın! Vücutta yağ yüzdesinin azalması metabolizma hızının artmasına sebep olacaktır.
  2. Düzenli su için! Uyuyan metabolizmayı uyandırmanın en iyi yolu düzenli su içmektir. Herkesin günlük alması geren su miktarı kilosuna göre değişir. Kışın ter yoluyla su kaybedilmediği için yaza göre daha az su tüketilebilir. Çay, kahve gibi içecekler suyun yerini asla tutmaz. Kilo başına günlük 40-50 ml suya ihtiyacımız vardır. Metabolizma hızının artırılması için bu miktarın sadece diyet yapılırken değil sürekli olarak tüketilmesi gerekir.
  3. Sağlıklı bağırsak florası, karaciğerin yükünü paylaşır. Sağlıklı karaciğer fonksiyonları metabolizma hızının artmasını sağlar.
  4. Özellikle karabiber ve pulbiber gibi baharatları tüketin. Baharatlar metabolizmanızı yaklaşık %20 oranında hızlandırabilir.
  5. Lifli gıdalar tüketin! Lifli beslenmek hem mideyi hem de bağırsakları çalıştırır. En zengin lif kaynağı olan meyve ve sebzelerin liflerini alabilmek için mümkün olduğu kadar çiğ tüketmek gerekir. Kabuklu yenebilen meyvelerin kabukları soyulmamalıdır. Ayrıca meyvelerin sularını sıkmak yerine kendilerini tüketmek daha sağlıklıdır. Lifli gıdalar da bağırsak sistemini çalıştıracağı için metabolizma üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
  6. Öğünlerinizde proteine önem verin! Vücutta kas oranının artırılması metabolizma hızının artmasına sebep olur. Yeterli protein tüketimi ve yapılacak düzenli egzersiz vücutta kas kitlesinin artmasını sağlar. Protein; yağ ve karbonhidratla kıyaslandığında metabolizma için çok daha büyük bir tetikleyici etkiye sahiptir. Besinleri ısırma, çiğneme, yutma ve sindirme enerji harcatır. Bu da besinlerin termik etkisi olarak bilinir ve tabağınızdaki yiyeceklerin %30’unu yakmanıza yardımcı olur. Yiyeceğiniz ne kadar kompleks yapıda olursa (biftek, kuru baklagiller ve lifli sebzeler gibi) sindirim sisteminizdeki kalori yakımı da o kadar fazla olur.

    Basit bir strateji olarak buzdolabınızdan yumurtayı eksik etmeyin. Yetişkin bireylerin kg başına ortalama 0,8 gr protein almaları gerekir. En zengin protein kaynağı yumurtadır. Yumurtanın proteini vücutta yüzde yüz emilir. İkinci protein kaynağı kırmızı et, tavuk (köy tavuğu), hindi ve balık gibi etlerdir. Kış mevsiminde balık bol olduğundan haftada 3 kez taze balık tüketin. Balık sadece protein olarak değil, omega 3-6 yağ asitleri bakımından da iyi bir kaynaktır. Hangi et türü olursa olsun doğru pişirmek önemlidir. Fırın, ızgara veya tencere ile pişirme yöntemlerini tercih edin.
  7. Egzersiz ile metabolizmanızı hızlandırın! Hareketsizlik metabolizma hızını yavaşlatan etkenlerin başında gelir. Egzersiz özellikle kış aylarında en çok ihmal edilen konuların başında gelir. Soğuk havanın da etkisiyle birçok bahane ile sürekli ertelenir. Oysa egzersiz metabolizmayı hızlandırmak için en etkili yollardandır. Egzersiz için mutlaka bir spor salonuna gitmek gerekmez. Hava koşullarının uygun olduğu zamanlarda yürüyüşler yapın. Yüksek yoğunlukta kardiyo egzersiz içeren aralıklı egzersizler metabolizma hızınızı saatlerce canlı tutabilecek bir etkiye sahiptir. Egzersiz yapmak için vakit bulamıyorsanız gideceğiniz yere yürüyerek gitmek, asansör yerine merdiven kullanmak gibi fiziksel aktiviteler de metabolizma hızına yardımcı olacaktır. Ağırlık çalışması kas kitlenizi artıracağı için dinlenme durumunda olsanız bile daha çok kalori harcarsınız. Yemek sonrasında yapılan küçük yürüyüşler de metabolizmanın hızlı çalışmasını sağlamaktadır.
  8. Kafein de metabolizmayı hızlandırır! Asidik bir içecek olduğunu göz önünde bulundurarak günde iki fincan kahveyi (Türk kahvesi, filtre kahve ya da espresso) geçmeden metabolizmanız için uyarı sağlayabilirsiniz. Yeşil çay tüketimi de metabolizmayı hızlandırmaktadır.
  9. Nöralterapi ile yapılacak bir hormonal aks uygulaması metabolizmayı düzenler. Sorunlu olan organlara yönelik nöralterapi uygulaması ise hem organların daha sağlıklı çalışmasına hem de metabolizmanın artmasına neden olur.
  10. Biofoton, pulsatatif manyetik alan tedavisi,  akupunktur tedavisinin metabolizma üzerinde düzenleyici etkileri vardır.

Dr. Hüseyin NAZLIKUL,  M.D.,  PhD.
IFMANT = Uluslararası Nöralterapi Federasyonu Başkanı
Bilimsel Nöralterapi Regülasyon Derneği Başkanı 


Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?

Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?Sıkı bir şekilde kalori takibinizi yapıyorsunuz, spor salonuna gidip egzersiz yapıyorsunuz, bol bol uyku çekiyorsunuz ancak hala terazide etkisini göremiyor musunuz? Bu sizin hatanız olmayabilir; inatçı kiloları verme konusundaki yetersizliğiniz, durgun bir metabolizmaya sahip olmanız yüzünden olabilir.

Metabolizma, vücudunuzun kalp atışı, beyin fonksiyonu ve nefes alma gibi temel vücut işlevleri için enerji yakma sürecidir. Metabolizmanız yakıt için yiyecek yaktığından, hızlı bir metabolizmaya sahip olanlar, istedikleri her şeyi yiyebilir ve kilo almayabilir; yavaş metabolizma sahipleri, kilolarını kaybetmek veya korumak için daha çok çalışmak zorunda kalırlar.

İşte yavaş metabolizmanın en büyük belirtilerinden bazılarını bu yazıda bulabileceksiniz. Bunlardan herhangi birine maruz kalırsanız, tiroit testinizi yaptırmak için doktorunuza danışın; hipotiroidizm veya metabolizmanızın yavaş çalışmasından direk sorum olan tiroidin yetersiz çalışması olabilir.

1. Kilo Almak

Yavaş bir metabolizmanın en büyük belirtisi açıklanamayan kilo alımıdır. Yediklerinize dikkat ettiğiniz ve düzenli egzersiz yaptığınız halde kilo almaya devam ediyorsanız bu metabolizmanızın yavaşlığından kaynaklanıyor olabilir.

Bazen, iştahımızın çok açık olmasından dem vururuz. Kilo aldığımızın farkına bile varmayız. Bu durum aslında yavaş metabolizma belirtisidir ve Vücudun metabolik faaliyetleri için gerekli olan tiroid hormonlarının eksikliği nedeniyle bazal metabolizma hızını yavaşlatan hipotiroidizm ile ilişkili olabilir.

Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?2. Kilo Verme Konusunda Güçlük Çekmek

Yavaş bir metabolizma sizi kilo almaya teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda kalori takibi ve özenle egzersiz yapmış olsanız bile kilo vermeyi son derece zor hale getirebilir. Dengeli veya kısıtlı bir diyet takip edilmesine rağmen kilo verme konusunda yetersiz kaldığınızı görüyorsanız bu da yavaş bir metabolizmaya sahip olduğunuz anlamına gelebilir.

3. Sürekli Yorgun Olmak

Vücudunuz daha yavaş bir oranda enerji yakarken, bu daha sık kendinizi yorgun hissetmenize neden olacaktır. Kilo sorunlarının yanı sıra sürekli kendinizi yorgun hissetmek, yavaş metabolizmanın en yaygın belirtisidir.

4. Kuru Cilde Sahip Olmak

Metabolizma yavaş olduğunda, hücreleriniz olması gereken kadar aktif değildir, yani doğru kan miktarını almadıkları anlamına gelir. Cildiniz, hayati besin maddeleri kazanamadığı için parlaklığını yitirecektir. Ayrıca vücudunuz ısıyı korumaya çalışacağından, fazla terlemezsiniz. Bu durum da cildinizi etkiler ve kuru ve kırık hissetmenizi sağlar.

Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?5. Kırılgan Tırnaklara Sahip Olmak

Yavaş bir metabolizmanın cildinizi olumsuz etkilediğine benzer bir şekilde vücudunuz tarafından emilen besin eksikliği nedeniyle tırnaklarınızda değişiklikler görebilirsiniz. Yaygın olarak gerçekleşen bazı değişiklikler arasında daha kırılgan tırnaklar ve tırnaklarınızın incelmesi gösterilebilir.

6. Saçların Seyrekleşmesi

Cildinizi ve tırnaklarınızı etkileyen aynı süreç saçınızı da etkileyecektir. Yavaş bir metabolizma, saçınızın yetişme ve yenilenme kabiliyetini etkiler. Yavaş bir metabolik hızdan dolayı yeterli miktarda mikro besleyici madde alınamayacağından bu durum, saç dökülmesine neden olabilecektir.

7. Sık Sık Baş Ağrısına Maruz Kalmak

Tiroidinizin yeterince aktif olmaması nedeni ile yaşayacağınız tiroit hormonu eksikliği, baş ağrısı ve migreni tetikleyebilir. Dolayısı ile yavaş bir metabolizması olan insanların sık sık başı ağrır veya varsa migren atakları sıklaşır.

Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?8. Unutkanlık

Metabolizmanızı düzenlemeye yarayan tiroit hormonunun eksikliği zayıf bir hafızaya ve unutkanlığa neden olabilir. Sık sık yaşadıklarınızı veya yapmayı düşündüklerinizi unutuyorsanız zayıf bir metabolizmaya sahip olabilirsiniz.

9. Sürekli Üşümek

Sürekli üşümek, hipotiroidizmin bir semptomudur ve metabolizmanızı yavaşlatır. Her zaman soğuk olduğunu hissediyorsanız, tiroidiniz olması gereken kadar aktif değildir – ve metabolizmanız da yavaştır. Isı vücudun metabolik aktivitesi ile üretilmektedir. Yavaş bir metabolizma, vücut sıcaklığının azalmasına neden olabilir ve bu da hipotiroidizmin başka bir işaretidir.

10. Libido Eksikliği

Düşük tiroit hormonu seviyeleri testosteron gibi cinsellik hormonlarının düşük olması anlamına gelebilir ve bu durum cinsellik kabiliyetinizi etkileyebilir. Bu konuda bir isteksizlik hissediyorsanız, metabolizmanız yavaş çalışıyor anlamına gelebilir.

11. Depresyonda Hissetmek

Hipotiroidizm, vücudunuzdaki süreçleri yavaşlattığından ruh halinizin de bir darbe alması şaşırtıcı değildir. Depresyon yavaş bir tiroitle ve bu nedenle yavaş metabolizma ile ilişkilendirilmiştir.

Yavaş Metabolizmanın Belirtileri Nelerdir?12. Nabız Düşüklüğü

Kalp atışlarınızın yavaşladığını fark ediyorsanız, metabolizmanız daha yavaş çalışıyor olabilir. Nabız oranı metabolizma ile doğru orantılıdır, dolayısıyla bazal metabolizma hızını yavaşlatan koşullarda yavaşlayan nabız oranı ortaya çıkar.

13. Şeker ve Diğer Karbonhidratları Çok İstemek

Yavaş bir metabolizma, sıklıkla insülin direnciyle bağlantılıdır. İnsülin direnci, hücrelerin enerjinizi nasıl metabolize ettiğini düzenleyen pankreas tarafından üretilen bir hormona karşı dirençli olduğu anlamına gelen yaygın bir metabolik durumdur. Vücudunuzda insülin direnci varsa bu durum, kronik olarak yavaş metabolizmaya neden olabilir.

İnsülin direncinin bir işareti şeker ve karbonhidratlar için sürekli bir özlem içinde olmanızdır. Vücudunuz insülin kullanmadığından, hücreler vücudunuzdaki glikozu ememezler ve bu durumda şekere ve diğer karbonhidratlara istek duymanıza yol açar. Asıl sorun ise, şeker ve rafine karbonhidratlardan ne kadar çok yerseniz, vücut o kadar fazla onları işleyemez ve daha fazla yağ depolanması, enerji dalgalanmaları yaşarsınız ve kendinizi yorgun hissedersiniz.

14. Regl Sorunları

Yavaş metabolizmanın en yaygın nedeni tiroit rahatsızlığı (hipotiroidizm)’dir. Tiroit bezinin “ana kontrol bezi” olarak bilinir. Reprodüktif hormonal fonksiyonlar da dahil olmak üzere diğer hormonal fonksiyonların düzenlenmesine yardımcı olur. Üreme hormonları normal üretilmiyorsa, regl problemleri ortaya çıkabilir. Döngünüz düzensizse veya her zamankinden daha fazla ağrı çekiyorsanız, doktorunuza danışın.

15. Kabızlık

Tuvalete giderken sorun mu yaşıyorsunuz? Yavaş metabolizma, tuvalete ne sıklıkta gittiğiniz de dahil olmak üzere vücudun diğer süreçlerini etkileyebilir. Daha yavaş metabolizma ile bağırsak geçiş süresi de daha yavaş gerçekleşir. Yemeklerin bağırsak yolu üzerinden geçmesi ve düzgün sindirilmesi daha uzun sürer, bu nedenle kabızlık ortaya çıkabilir.

Kaynakça:
http://www.eatthis.com/slow-metabolism-signs/

Yazar: Bekir Afşar

Labmedya - Laboratuvar ve Sağlık Gazetesi

Unutmamamız gereken nokta her birimiz eşsiziz ve kendimize özgü bir biyokimyasal yapıyla doğuyoruz. Vücudumuzdaki tüm işleyiş için enerji üreten trilyonlarca mitokondri denilen enerji fabrikaları var. Mitokondriler soluduğumuz oksijeni ve yediklerimizi vücudun kullanımı için enerjiye dönüştürürler. Metabolizma hızından bahsederken aslında mitokondrilerin etkin olup olmadıklarından bahsediyoruz.

YAVAŞ METABOLİZMANIN NEDENLERİ

Genetik yatkınlık, diyabet, kalp, bunama gibi kronik hastalıklar ve yaşın ilerlemesi mitokondrilerde fonksiyon bozukluklarına neden olur. Ancak en büyük etken beslenmedir. Şeker, işlenmiş inflamatuar gıdalar enerji fabrikalarımıza aşırı yük getirir ve hasar başlar. Aynı şekilde vücudun kıtlık var gibi algılaması da metabolizmayı yavaşlatır. Yo-yo diyetler, yeterinden az yemek, kalori kısıtlayan diyetler metabolizmanın yavaşlamasına neden olur.

Mitokondrilerimizin fonksiyonlarını optimize etmek için doğru yiyeceklerden yeterli miktarda yemek gerekir. Tarım ilaçları, civa, radyasyon gibi çevresel toksinlerden kaçınmak ve stresle başa çıkmak da önemlidir. Bağırsak mikrobiyotasında kötü bakteriler iyi bakterileri domine ediyorsa bu kötü bakteriler de lipopolisakkarid salgılayarak mitokondrilere zarar verir. Sonuç olarak inflamasyona ve oksidatif strese neden olan her şey mitokondrilerde tahribat yapar.

MİTOKONDRİLERİN İŞLEVLERİNİ VE SAYISINI ARTTIRMAK İÇİN ATILACAK 7 ADIM:

1- Bol miktarda sağlıklı yağ yiyin.

Avokado, kuruyemiş ve tohumlar, deniz balıkları mitokondrilerimizin tercih ettiği yakıt olan sağlıklı yağ kaynaklarıdır. Bu moleküllerde hindistan cevizi yağında bulunur.

2- Renkli yemeye özen gösterin.

Renkli, antioksidan yönünden zengin sebzelerin bolca tüketilmesi sağlıklı mitokondri için ve oksidatif stresi azaltmak için çok önemlidir.

3- Şeker ve undan uzak durun.

Yüksek glisemik indeksli ve yüksek karbonhidrat içerikli yiyecekler mitokondriler üzerinde inanılmaz bir baskı yaratır. Aslında çabuk emilebilen karbonhidratlar tüm sistemi tahrip eden en büyük etkendir.

4- Rakamlara takılmayı bırakın.

Mitokondriler için kalite miktardan çok daha önemlidir. Miktar olarak da vücudu kıtlık moduna sokmayacak kadar yemek gerekir.

5- Daha fazla ve daha hızlı hareket edin.

Araştırmalar aralıklı, yani 30-60 saniye egzersiz sonra birkaç dakika dinlenme şeklinde yoğun egzersiz yapmanın etkili olduğunu gösteriyor. Bunun yanında kuvvet arttırıcı egzersiz de yapılırsa mitokondri işlevleri ve sayısı artar.

6- Enerjinizi destekleyecek besin takviyeleri alın.

Bunlar coenzim Q10, alfa-lipoik asit, N-asetil sistein, karnitin, B-kompleks vitaminleri ve omega 3 yağlarıdır.

7- İyi uyuyun.

Araştırmalar yetersiz uykunun inflamasyonu arttırdığını, kalp hastalığı riskini yükselttiğini, bağışıklık, beyin ve hücresel performansları baskıladığını gösteriyor. Gecede 8 saatlik deliksiz uyku uyumaya özen gösterin.

Sonuç olarak; mitokondrilerinize önem verin ki metabolizmanız hızlansın, sizde bu sayede sağlıklı ve fit olun.

Dr. Mark Hyman

Kaynak:http://drhyman.com/blog/2016/05/26/the-7-ways-to-fix-a-slow-metabolism/

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir