ktipiyoz / Ktipiyoz | HomekoWorld 83/1 Skiller açık CZ Light Farm Server!

Ktipiyoz

ktipiyoz

Merhaba Arkadaşlar,
33 yaşındayım ve yaklaşık 15 yıldır motosiklet kullananları gıpta ile izliyorum. (bundan 10 sene öncesinde gördüğüm çok sapma sapan sebepli motor kazası nedeniyle motor almaktan son anda vazgeçmiştim)Çocukluğumdan beri bisiklet kullanıyorum. Dolayısıyla trafikteki yaşam koşullarından pek habersiz değilim, tabi ki motosiklet biraz daha zor onu biliyorum. Ve artık nihayetinde bir motor almayı kesinlikle kafama koydum. Almadan önce incelediklerim içerisinde motomax'ın getirdiği superlight modeli hem fiyat hem de özellik olarak ilgimi çekti. Ancak teknik bilgiler biraz eksik göründü. (toplam ağırlığı, yakıt tüketimi, depo kapasitesi, max hızı, fren tipi v.b). Bu aşamada kullanım amacımı detaylı bildireceğim kullanan diğer arkadaşlardan tavsiye isteyeceğim. Forumdaki bir çok yazıyı okudum, daha öncesinde Jinlun düşünüyordum ancak 2 motoru yakından görünce jinlun'dan soğuduğumu bildirmek istiyorum. Ayrıca motomax'ın zaten bir bayi ve servis ağı olması da etkiledi. Kanuni Seyhan kaliteli görünmesine rağmen fiyatı dezavantaj oldu benim için.

Motosiklet kullanım beklentilerim :

1. Motosiklet ile şehir içinde günde ortalama km yol yapacağım (Tem yolunu da kullanacağım)
2. Motosikleti hafta sonları kısa ve orta mesafeli gezi amacıyla kullanacağım (ortalama km)
3. Motosiklette hafta sonu gezileri esnasında 2 kişi kullanacağız toplam ağırlık kg. olacak (dolayısıyla daha güçlü bir motor mu almalıyım mesela cc)
4. Şu andaki bisikletimde arkada özel taşıma koltuğu bağlı ve 4 yaşında kg olan küçük kızımı gezdiriyorum (ortalama km kısa mesafelerde) Bu motosikleti alırsam özel bir koltukla kızımı yine kısa mesafelerde (şehir trafiğine çıkmadan) gezdirme şansım olur mu ?
5. Chopper tip bir model yerine biraz büyükçe bir scooter mı tercih etmeliyim.
6. Kışın aşırı soğuk ve çok yağışlı&karlı havada kullanmayı düşünmüyorum (en azından sene kullandığım motora alışmadan).
7. En önemli özelliğim hız tutkunu değilim, sadece gezmeyi seviyorum, sürüş güvenliği benim için her zaman için en ön planda olmuştur ve böyle devam edecektir.

Çok uzun bir yazı oldu biliyorum sabırla okuyan ve yanıt veren herkese teşekkürler. İsteyen basitçe hazırladığım anketi de kullanabilir.

Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.

Herkese selamlar ve şimdiden iyi bayramlar

"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı

Nuri Keçebaş anlatıyor:
-Harrani'yi anlatan oldu mu hiç? 
-Hayır! Hiç duymadım onu! Kim bu zat, Urfalı galiba?
-Evet! Urfalı. 
Ahmed Ağa'nın o gayb ricâli arkadaşlarından biri Harrani. 
Ayrı bir meşrebi vardı onun. 

Biz onu Medine-i Münevvere'de gördük. 
Evvelce Şam'daymış, biz Medine-i Münevvere'de gördük, sonra, bir ara Lübnan'a, oradan da Bursa'ya geldi. 
Bursa'da kaldı epeyce. 
Sonra İstanbul'a geldi, burda vefat etti.
Hacı Ahmed Ağa, ondan söz ederken; "O âlim oğlum, benim gibi değil, ben câhilim!.. 
Ah Harrani gibi olsam" filân derdi.

Ladikli Hacı Ahmet Ağa 

Bir gün bir mevzu oldu, birisi israil'i, yahudileri sordu. 
İşte o Arab-İsrail savaşlarının olduğu sıralardaydı galiba: 
"Bu Yahudiler iyice şirnedi!.. 
Ne olacak bu berbat gidişatın sonu Hacı amca?" diye sordu biri de:
-Aaaaah oğlum ah, izin yok! 
Bir izin olsa Töbeler (tevbeler) olsun bir Harrani'ye yetmez İsrail! dedi, Ahmed Ağa.

Sonra, Bursa'da bir zat var, Tahsin åbi İşte o Tahsin abi ve daha bir kaç arkadaşı gitmişler, Harrani'ye söylemişler bunu:
Ahmed Ağa'ya şu israil'den, yahudi şirnekliğinden söz ettik de: "Ah bir izin olsa, bir Harrani'ye yetmez o şirnek israil amma, izin yok!.. dedi. Sen ne dersin baba?" diye sormuşlar.
Bunun üzerine, şöyle biraz durduktan sonra, şunu söylemiş Harrani: 
Doğru söylemiş.
Benim gibi bir ktipiyoz bunu yaparsa, Ahmed Ağa'nın neler yapabileceğini varın siz hesab edin artıseafoodplus.info o Tahsin abi anlattı bana. 
Harrani'nin farklı bir meşrebi vardı. 
O konuşmaya başladığı zaman, eğer can kulağıyla dinlenir de, araya bir şey karışmazsa, müdahale olmazsa, neler anlatırdı neler 
Ama bir soru soran filån oldu mu: "Çorbayı çok severim, üstüne de şerbet isterim! Nazımı çek, niyazını al! Çek arabanı çek!" gibi alakasız bir şey söyler kapatırdı, soru sorulmasından hoşlanmazdı.Ahmed Ağa böyle değildi. 
O her şeyi açık açık konuşurdu. 
Hatta bazan: Benim gibi bir boşboğazı bulamazsınız bir daha! 
Arkadaşların bir çoğuna yasak bunları anlatmak 
Ben câhil olduğum için beni selbes (serbest) bıraktılar! derdi rahmetli.Şöyle söylemiş bir gün Harrani. 
Ben o mecliste yoktum: 
Biz halden hale geçeriz! 
Fakat Hazret -diyor Hacı Sâmi Efendi Hazretleri için- onlar, temkin makamında 
Onlar temkindedir, onlarda televvün (renkten renge girme, çeşit çeşit olma) olmaz. 
İrşadla vazifeli onlar çünki. 
İrşad makamında televvün olmaz.

Fakat mesela Kayserili Cemil Baba vardı, o da Harrani gibiydi. 
Birisi bir şeyler kurcalamaya başlayınca: 
"Dam kapı saksağan! Çek kazmanı kabirden!" gibi alakasız bir şey söyler kapatırdı.

Efendim her zaman var bunlar. 
Mesela Hacı Ahmed Ağa şöyle derdi: 
"Oğlum, dünya'da her zaman bir Kutub, iki tane imameyn 
Üçler, yediler, kırklar, üçyüzler ve bir de Ricâlü'l Ğayb (Ğayb Adamları) bulunur 
Hiç eksik olmaz bunlar. 
Bunların birisi vefat ettiği zaman, yerine birisi getirilir. Fakat öyle birden bire gelemez. 
Öyle hazır hale gelmeden gelirse yanar, dayanamaz. 
Hicablardan geçirilir!" derdi. 
Sizin anlayacağınız, bir sürü kursa tabi tutulur-bir sürü deneyden geçirilir- ondan sonra getirilir o makama

Ladikli Hacı Ahmet Ağa ve Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu

Hacı Veyiszade'yi çok methederdi Ahmed Ağa: 
Öğle adam nerden bulunur şimdi oğlum? derdi. 
Bazan biz karamsarlığa kapılıp da: 
"Bu gidişatın sonu ne olacak Ahmed Ağa?" diye sorduğumuz zaman: 
"Küfrün beli kırıldı oğlum, korkmayın! 
Sizler İnşaallah iyi günler görürsünüz! 
Ben belki göremem amma siz görürsünüz İnşallah!" derdi. 

Sonra bir de şu var, bu evliyaullah da benim hayret ettiğim şu, karamsarlık diye bir şey yok onlarda. Hatta bir kaç defa da söyledim bunu Hacı Ahmed Ağa'ya: 

Yahu Hacı amca, biz buraya geliyoruz. 
Elhamdülillah bizim gönlümüzü genişletip gönderiyorsunuz derdim de:
"Ne var oğlum korkacak? 
Allah'ın ne kulları var 
Geceden sonra neler oluyor, haberiniz var mı?" diye böyle serinlik verirdi. 
Evliyaullah'ın kalblerinde şey oluyor, yani diğer insanlara öyle korku, hüzün verecek şeylerde bulunmuyorlar.

Defalarca gördük, yaşadık bunu biz. 
Batınla pek alış verişi olmayan bir zahir Hocasına gidersin, kendi ufkunu da, senin ufkunu da zifir gibi karartır: 
"Bitti artık, her şey bitti! 
Hiç bir şeyde hayır kalmadı!
İşte şudur budur" filan derken "havf" içinde "reca"yı boğar öldürür nerdeyse 
Müsbet bir tesiri de olmuyor tabii söylediklerinin

Eeeee Evliyanın hali başka tabii efendim. 
"Hal" ve "kål" bütünlüğü var onlarda. 
Kendisine "hal" olmayan bir şeyi "kal" (sōze) dökmüyor onlar. 
Onun içinde tesirleri müsbet ve kalıcı oluyor. 

Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: , ,


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir