kuranda kaç yerde namaz ayeti vardır / Namaz İle İlgili Ayetler Nelerdir?

Kuranda Kaç Yerde Namaz Ayeti Vardır

kuranda kaç yerde namaz ayeti vardır

Namaz İle İlgili Ayetler – Kuran’da 5 Vakit Namazın Önemi Hangi Ayette Geçiyor?

Giriş Tarihi: Son Güncelleme:

5 vakit Namaz ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir konusu mutlaka her müslümanın araştırma konularından bir tanesi olmaktadır. Kuran’da Namaz hangi ayette geçiyor gibi sorular da bu araştırma konularının arasında yer almaktadır. Namaz, dinin gerekliliklerinden bir tanesidir. Bu konular hakkında bilgi edinirken Namazın önemi ile ilgili ayetler nereden alınmıştır detaylı bir biçimde incelenmesi gerekmektedir. Namazın önemi ile ilgili ayetler çok daha fazlası aşağıda incelenmektedir.

Namaz İle İlgili Ayetler – Kuran’da 5 Vakit Namazın Önemi Hangi Ayette Geçiyor?

5 vakit Namaz ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir konusu her zaman muhakkak araştırılmaktadır. Kuran'da Namaz hangi ayette geçiyor gibi sorular da bu araştırma konularının arasında bulunmaktadır. Bilindiği üzere namaz dinin gerekliliklerinin başında yer almaktadır bu nedenle namaz ile ilgili ayetler çok mühimdir. Bu sorular hakkında bilgi alırken Namazın önemi ile ilgili ayetler nereden bulunmuştur detaylı bir biçimde irdelenmesi gerekmektedir. Namazın önemi ile ilgili ayetler ve çok daha fazlası aşağıda yer almaktadır.

Namaz İle İlgili Ayetler

  • Bakara Suresi, ayet: Hani İsrailoğulları'ndan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.
  • Bakara Suresi, ayet: Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin; önceden kendiniz için hayır olarak neyi takdim ederseniz, onu Allah Katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görendir.
  • Bakara Suresi, ayet: Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.
  • Nisa Suresi, ayet: İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da 'korunma araçlarını' ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
  • Nisa Suresi, ayet: Namazı bitirdiğinizde, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü'minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.
  • Maide Suresi, ayet: Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."
  • Tevbe Suresi, 5. ayet: Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
  • Tevbe Suresi, ayet: İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah'ı ve elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken infak etmeleridir.
  • İbrahim Suresi, ayet: "Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalplerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler."

Kuran'da Ramazan Ayıyla İlgili Ayetler Neler, Hangi Surede Geçiyor?

  • Kuran'da Ramazan hangi ayette geçiyor, Bakara Suresi Ayetlerde geçmektedir.
  • Bakara Suresi, Ayet: Namazları ve orta namazı aksatmadan kılın, huşû içinde Allah'ın huzurunda durun.
  • Bakara Suresi, Ayet: Bir şeyden korkarsanız yaya veya binek üzerinde kılabilirsiniz. Korkunuz geçince Allah'ı, daha önce bilmediğinizi size öğrettiği gibi anın.

ARKADAŞINA GÖNDER

Namaz İle İlgili Ayetler – Kuran’da 5 Vakit Namazın Önemi Hangi Ayette Geçiyor?

SON DAKİKA

Kuran'da 99 Yerde Bahsi Geçen İbadet

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de ehemmiyetine binâen 99 yerde “namaz”dan bahsediyor. Peki bizleri namazın öneminin farkında mıyız?

Namaza Cenâb-ı Hak davet ediyor. “…Secde et ve yaklaş.” (el-Alak, 19) buyuruyor.

Dolayısıyla namaza olan iştiyak ve muhabbet, gönüldeki Allah sevgisinin bir tezâhürüdür. Allâh’ı seven, O’nun emrini de severek îfâ eder. Çünkü namaz; Cenâb-ı Hak’la bir mülâkat, bir buluşma ve beraberliktir.

Bizler de sabırla, yılmadan, Allâh’ın sevdiği amelleri îfâ etmeye çalışalım ki, Allah da bizi sevsin. Zira Allah kulunu sevdiğinde, sevdiği amellerin sevgisini de lûtfeder, onları târifsiz bir lezzet duyarak îfâ edebilmeyi nasîb eder.

MÜMİN İÇİN ÖNEMLİ BİR HEDEF

Yeri gelmişken burada bir hâtıramı nakletmek isterim:

Bir gün Afrikalı, siyâhî bir talebe yanıma geldi ve;

“–Hocam benim için duâ edin.” dedi.

“–Oğlum ne arzu ediyorsun, hangi müşkülün için duâ istiyorsun?” dedim.

Çünkü gençlerden ekseriyetle; ya bir imtihanda başarılı olabilmek, ya üniversiteyi bitirebilmek, ya iş-güç sahibi olabilmek, yahut evlenebilmek gibi hususlarda, yani dünyevî meselelerle ilgili duâ talepleri geliyordu. O gencin duâ talebi ise çok mânidardı:

“–Hocam, benim için duâ edin; Allah bana namazı çok sevdirsin!” deyiverdi.

Hakîkaten namazı sevmek; her mü’min için, mühim bir ideal olmalıdır.

HZ. İBRAHİMİN DUASI

Hazret-i İbrahim -aleyhisselâm-’in derdi de buydu. O da şöyle yalvarıyordu Rabbine:

“Ey Rabbim! Beni ve zürriyetimden gelecekleri, namazı devamlı kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz, duâmı kabul eyle!” (İbrahim, 40)

Demek ki kendisinin ve neslinin takvâ üzere namaz kılanlardan olabilmesi, peygamberlerin dahî gündemini en çok meşgul eden meselelerden biridir. Gönlümüzü namaz sevgisiyle doldurması için Cenâb-ı Hakk’a yalvarmak, gerçek bir îmânın gereğidir.

Bir anne-baba eğer evlâdını seviyorsa, çocuklarına gerçekten merhametliyse, onları küçük yaşlarından itibaren namaza alıştırması lâzım.

-Allah göstermesin, çok acıdır- insanın en yakını vefat eder, çok üzülür o ayrılığa. Sonra zamanla azalır o üzüntü. Fakat en büyük ayrılık hüznü, kıyamet gününde olacak. Cennetlik olan sâlih kullara:

“Onlara merhametli Rabbʼin söylediği selâm vardır.” (Yâsîn, 58) âyet-i kerîmesi muktezâsınca büyük bir ikram ve iltifatla “Cennet’e buyrun” denilecek.

Fakat bunun zıddına Cehennemlik olan mücrimlere ise:

“Ey mücrimler! Siz ayrılın bugün!” (Yâsîn, 59) denilecek. Belki orada nice karı-koca birbirinden ayrı düşecek. Nice evlâtla anne-baba farklı yollara gidecek. Dünyada beraber yaşayan akrabaların bir kısmı bir tarafa, bir kısmı diğer tarafa ayrılacak. Çok hazin bir gün olacak!..

İşte o gün mahzun olmamak için, bugün hem kendi istikâmetimize dikkat etmeli, hem de bilhassa ciğerpârelerimiz olan evlâtlarımızı Allâhʼın birer emâneti bilip ufak yaşlarından itibaren onların mânevî terbiyeleriyle meşgul olmalıyız.

İmâm Mâlik Hazretleri diyor ki:

“Ben her hadis ezberlediğimde, babam bir hediye verirdi. Öyle bir zaman geldi ki, babam hediye vermese bile, hadis ezberlemek, bende bir lezzet hâline geldi.”

İşte bunun gibi bizler de evlâtlarımızı namaza teşvik etmeli, ellerinden tutarak câmiye götürmeli, mükâfat vererek namazı sevdirmeli ve onları namaza alıştırmalıyız ki, bizden sonra da namazın lezzetini, zevkini, rûhâniyetini alarak kılmaya devam etsinler. Bu hususta bizler de İbrahim -aleyhisselâm-’ın derdi gibi çocuklarımızın namaz ehli olabilmeleri için dertlenelim -inşâallah-.

t Cenâb-ı Hak namaza o kadar ehemmiyet veriyor ki;

“Ey Âdemoğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin…” (el-A‘râf, 31) buyuruyor. Yani namazda, ilâhî huzurda bulunmanın farkında olunacak. Dağınık ve pasaklı bir kılık-kıyafetle namaza durulmayacak. Tertipli-düzenli olarak namaza durulacak.

Hattâ çocukluğumdan beri, rahmetli büyüklerimize dikkat ederdim; namaza duracakları zaman seccâdenin püskülleri dağınıksa, o püskülleri bile düzeltir, namaza öyle dururlardı.

İşte namaza gösterilen bu îtinânın neticesinde ne oluyor? Namaz, kulu fahşâ ve münkerden koruyor.

Bir insan, namazının makbuliyet derecesini şu şekilde anlayabilir:

Kıldığı o namaz;

–Gözünü harama bakmaktan koruyor mu?

–Kulağını yanlış sesler ve sözler dinlemekten alıkoyuyor mu?

–Dilini gıybet, dedikodu, yalan, iftira ve boş konuşmalardan muhafaza ediyor mu?

–Namazda huşû duyuyor mu?

–Namaz kılınca gönlü rûhâniyetle doluyor mu?

İşte makbul bir namaz, kulu fahşâ ve münkerden korur, kulun iç dünyasını Rabbe yakınlaşmanın feyz ve rûhâniyetiyle doldurur. Her insan kendisinde bu hâllerin ne kadar bulunduğuna bakarak, kıldığı namazın makbuliyet seviyesini tespit edebilir.

Böyle bir îtinâdan uzak şekilde, sırf kuru bir geometri hâlinde kılınan, riyâ, gösteriş vs. ile mâlul bir namaz içinse Cenâb-ı Hak:

“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar!” (el-Mâûn, ) buyuruyor.

Kaynak: Osman Nuri Topaş, Genç Dergisi, Yıl: Ay: Ocak Sayı:

İslam ve İhsan

Namazın Önemi, Fazileti ve Faydaları

Namazın Önemi İle İlgili Ayetler

PAYLAŞ:                

Namaz ile ilgili ayetler

O (takva sahipleri), gayba iman eder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. (2/Bakara 3)

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Ve rükû edenlerle beraber rükû edin. (2/Bakara 43)

Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz ki o (namaz ve sabırla yardım dilemek), huşu ehli dışındakilere büyük/ağır gelen bir yüktür. (2/Bakara 45)

(Hatırlayın!) Hani biz İsrailoğullarından: “Yalnızca Allah’a ibadet edin, anne babaya, yakın akrabaya, yetimlere ve miskinlere/ihtiyaç sahibi yoksullara iyilik yapın. İnsanlara güzel söz söyleyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin.” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç (büyük çoğunluğunuz) sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz çevirmeye devam etmektesiniz. (2/Bakara 83)

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. (Bilin ki) kendiniz için yapıp takdim ettiğiniz hayırları Allah katında bulacaksınız. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı görendir. (2/Bakara )

Ey iman edenler! Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir. (2/Bakara )

İyilik, yüzünüzü doğu ya da batı cihetine dönmeniz değildir. (Gerçek anlamda) iyilik, Allah’a, Ahiret Günü'ne, meleklere, Kitab’a ve nebilere inananların; sevmesine rağmen malı, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve kölelere verenlerin; namazı kılıp, zekâtı verenlerin; söz verdiklerinde sözlerine bağlı kalanların; fakirlik, hastalık ve savaş zamanında sabredenlerin yaptığıdır. İşte bunlar sadık olanlardır. Bunlar takva sahiplerinin ta kendileridir. (2/Bakara )

Namazları koruyun! Orta namazı da (koruyun ve daha fazla ehemmiyet gösterin). Ve Allah için gönülden itaat ederek kıyama durun. (2/Bakara )

Orta namaz, tercih edilen görüşe göre ikindi namazıdır. (bk. Buhari, ; Müslim, , )

Şayet korkarsanız ayakta ya da binek üzerinde (namazlarınızı kılın). (Korku hâli geçip) emniyete kavuşunca, size bilmediklerinizi öğrettiği gibi Allah’ı zikredin. (2/Bakara )

Burada boşanmaya dair ayetler kesilmiş, namaz konusuna temas edilmiş, sonrasında tekrar boşanma hükümlerine dönülmüştür. Bu tasarrufun gelişigüzel ve amaçsız olması mümkün değildir. En doğrusunu Allah (cc) bilir demekle beraber, iki hikmet zikredebiliriz:

a. Allah’ın (cc) hükümlerini uygulayabilmek için, kul ile Rabbi arasında manevi bir bağ olmalıdır. Hiç şüphesiz, bu bağların en kuvvetlisi namazdır.

b. Namaz bir ibadet olduğu gibi; Allah’ın (cc) şeriat ve yasalarına boyun eğmek, başka kanun ve yasalara iltifat etmemek, Allah’ın rızasına uygun yaşama isteği ve çabası da bir ibadettir.

Şüphesiz ki iman edenler, salih amel işleyenler, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenlerin Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (2/Bakara )

Kendilerine: “(Savaştan) elinizi çekin, namazı kılın, zekâtı verin.” denilen kimseleri görmedin mi? (Savaşın farz kılınması için ısrar ediyorlardı.) Savaş onlara farz kılınınca da onlardan bir grup Allah’tan korkar gibi veya daha şiddetli bir korkuyla insanlardan korkmaya ve: “Rabbimiz! Niçin bize savaşı farz kıldın? Bize yakın bir zamana kadar mühlet verseydin ya!” demeye başladılar. De ki: “Dünya metaı azdır. Ahiret ise korkup sakınanlar için daha hayırlıdır. Ve size kıl kadar dahi zulmedilmez.” (4/Nisâ 77)

Fakat onlardan ilimde derinleşenler ve müminler, sana ve senden önce indirilene iman ederler. Namazı dosdoğru kılanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve Ahiret Günü'ne iman edenler Bunlara büyük bir ecir vereceğiz. (4/Nisâ )

Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından söz almıştı ve onların arasından on iki temsilci tayin etmiştik. Allah demişti ki: “Şüphesiz ki ben, sizinle beraberim. Şayet namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, resûllerime iman eder, onları destekler ve Allah’a güzel bir borç verirseniz sizin kusurlarınızı örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Sizden her kim bundan sonra küfre girerse elbette, dosdoğru yoldan sapmış olur.” (5/Mâide 12)

Sizin dostunuz ancak Allah, Resûl'ü, namazı kılıp zekâtı veren ve rükû eden mümin kimselerdir. (5/Mâide 55)

Siz, birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun konusu edinirler. Bu, onların akletmeyen bir toplum olmalarındandır. (5/Mâide 58)

Şeytan, içki ve kumarla ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi? (5/Mâide 91)

Ey iman edenler! Sizden birine ölüm geldiğinde, vasiyet hazırlanışı esnasında sizden iki adil şahit olsun. Şayet yolculuk hâlinde olursanız ve ölüm size gelip çatarsa sizden olmayan iki kişiyi şahit tutun. Şayet (şahitliklerinden) şüphe ederseniz onları namazdan sonra alıkoyarsınız ve şöyle yemin ederler: “Akraba dahi olsa yeminimizi hiçbir bedele satmayacağız. Allah’ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. (Şayet gizlersek) elbette günahkâr kimselerden oluruz.” (5/Mâide )

(Ayrıca) namazı kılın ve O’ndan korkup sakının (diye emrolunduk). (Dirilip) huzurunda toplanacağınız O’dur. (6/En'âm 72)

Bu (Kur’ân) ise, Mekke ve çevresini onunla uyarasın diye indirdiğimiz, mübarek ve kendisinden önceki (Tevrat’ı) doğrulayan bir Kitap’tır. Ahirete iman edenler (bu Kitab’a) inanırlar ve onlar namazlarını (vakitlerine, rükün ve şartlarına, huşu ve adabına dikkat ederek) korurlar. (6/En'âm 92)

De ki: “Şüphesiz ki benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.” (6/En'âm )

Kitab’a (dört elle) yapışanlar ve namazı dosdoğru kılanlar var ya! Şüphesiz biz, ıslah edenlerin ecirlerini zayi etmeyiz. (7/A'râf )

Kur’ân’ın bütünlüğü içinde Yahudilerin, kendilerine indirilen Kitap karşısında üç sınıf olduğunu görürüz:

a. Kitap’tan hiçbir şey bilmeyen, kulaktan duyma bilgileri kitap zanneden ümmiler (2/Bakara, 78),

b. Kitab’ı okuyup durduğu hâlde onu tahrif edenler (5/Mâide, 13), Kitab’ın ayetlerini gizleyenler (3/Âl-i İmran, ), elde edeceği bir dünyalık için Kitab’ın ayetlerini satanlar (2/Bakara, 79), yönetici ve sermaye sahiplerini razı etmek için Kitab’ın hükümlerini eğip bükenler (7/A’râf, ), işine geldiğinde Kitab’ın hükümlerine uyan, gelmediğinde yüz çevirenler (24/Nûr, ),

c. Kitab’a dört elle sarılıp onun içindeki hükümleri uygulamaya çalışan salihler (7/A’râf, ).

Bu üç sınıf da Kitab’a iman ettiğini iddia etmektedir. Allah (cc), birinci ve ikinci grubun iddialarını yalanlamakta ve onların kâfir olduğuna hükmetmektedir. (bk. 2/Bakara, 79, 85, ; 3/Âl-i İmran, 7; 4/Nisâ, ; 5/Mâide, 43, 44, ) Üçüncü sınıfın iman iddiasını kabul etmekte ve bunların mümin olduğuna hükmetmektedir. (bk. 2/Bakara, ; 24/Nûr, 51)

Onlar ki; namazı dosdoğru kılar ve onlara rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (8/Enfâl 3)

Onların Kâbe yanındaki namazları/duaları, alkış ve ıslıktan başka bir şey değildir. (Öyleyse) kâfir olmanız sebebiyle tadın azabı (bakalım). (8/Enfâl 35)

Haram aylar çıktığında, müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, onları kuşatın ve her gözetleme yerine onlar için oturup (onları gözetleyin). Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı dosdoğru kılar ve zekâtı verirlerse yollarını açın/onları serbest bırakın. Şüphesiz Allah, (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (9/Tevbe 5)

Şayet (şirkten) tevbe eder, namazı kılar, zekâtı da verirlerse dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle detaylı bir şekilde açıklarız. (9/Tevbe 11)

Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin dostudurlar. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyar, namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Resûl’üne itaat ederler. Allah’ın rahmet edecekleri bunlardır işte. Şüphesiz ki Allah, (izzet sahibi, her şeyi mağlup eden) Azîz, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir. (9/Tevbe 71)

Biz Musa’ya ve kardeşine şöyle vahyetmiştik: “Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın. Evlerinizi (içinde namaz kılınan) kıblegâh hâline getirin. Namazı dosdoğru kılın. Müminleri de müjdele.” (10/Yûnus 87)

Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, (Allah’ı) ananlar için bir öğüttür. (11/Hûd )

Onlar ki; Rablerinin rızasını elde etmek için sabreder, namazı dosdoğru kılar, onlara rızık olarak verdiklerimizden gizli açık (sürekli) infak eder, kötülüğü iyilikle savarlar. Böylelerine (ahiret) yurdunun (güzel) akıbeti vardır. (13/Ra'd 22)

İman eden kullarıma de ki: “Namazı dosdoğru kılsınlar, içinde ne alışverişin ne de dostluğun olduğu o gün gelmeden önce, rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infakta bulunsunlar.” (14/İbrahîm 31)

“Rabbimiz! Şüphesiz ki ben, ailemden bir kısmını namazı dosdoğru kılsınlar diye senin mukaddes evinin (Kâbe’nin) yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. İnsanlardan bir kısmının kalplerini onlara meylettir/onlara karşı ilgili kıl. Onları meyvelerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler.” (14/İbrahîm 37)

“Rabbim! Beni ve zürriyetimi namazı dosdoğru kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul et.” (14/İbrahîm 40)

Ailesine namazı ve zekâtı emrederdi. O, Rabbinin yanında razı olunan bir kuldu. (19/Meryem 55)

“Şüphesiz ki ben, Allah’ım. Benden başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. Bana ibadet et. Beni zikretmek için namaz kıl.” (20/Tâhâ 14)

Ailene namazı emret, sen de onda sabırlı/kararlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz. Biz seni rızıklandırıyoruz. Akıbet takvanındır. (Takvalı olanlarındır.) (20/Tâhâ )

Onları emrimizle hidayete ulaştıran imamlar kılmıştık. Onlara hayırlı işleri yapmayı, namazı dosdoğru kılmayı ve zekâtı vermeyi vahyetmiştik. Onlar bize kulluk/ibadet eden kimselerdi. (21/Enbiyâ 73)

Onlar ki; Allah anıldığında kalpleri titrer, başlarına gelene sabreder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (22/Hac 35)

Allah yolunda hakkıyla/Allah’ın şanına yakışır şekilde cihad edin. O sizi seçti. Dinde size bir darlık/güçlük yüklemedi. Atanız İbrahim’in milletine (uyunuz)! O (Allah) sizleri bundan önce de bunda da Müslimler/şirki terk ederek tevhidle Allah’a yönelen kullar diye isimlendirdi ki, Resûl size, siz de insanlara şahitlik edesiniz. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a tutunun. O, sizin Mevlanızdır. Ne güzel bir dost ve ne güzel bir yardımcı! (22/Hac 78)

İbrahim’in milleti için bk. 60/Mümtehine, 4

Onlar ki; namazlarında huşu içerisindelerdir. (23/Mü'minûn 2)

Huşu, sükûnet, hareketsizlik, kısılma ve dinme gibi anlamlara gelir. Namazda huşu, kalpte var olan mutmainlik, huzur, sükûnet ve Allah’ın (cc) huzurunda olma şuurunun, bedene saygı, hareketsizlik ve edep olarak yansımasıdır. Huşu, namazda kalbin ve bedenin Allah’a (cc) karşı edeple süslenmesidir. Namazın kişiyi kötülükten alıkoyması (29/Ankebût, 45), sabrını arttırması (2/Bakara, 45), bencillik ve cimrilikten alıkoyması (70/Meâric, ) ve günahları gidermesi (11/Hûd, ) huşuyla kılınan namaz için söz konusudur.

Onlar, (vakitlerine, şart ve rükünlarına, huşu ve sünnetlerine dikkat ederek) namazlarını korurlar. (23/Mü'minûn 9)

Onlar, ticaretin ve alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoymadığı adamlardır. Kalplerin ve gözlerin (dehşetten) ters döndüğü bir günden korkarlar. (24/Nûr 37)

Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Resûl’e itaat edin ki, merhamet olunasınız. (24/Nûr 56)

O (müminler ki) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (27/Neml 3)

Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki namaz, insanı fuhşiyat ve münkerden alıkoyar. (Kıldığınız namaza karşılık) Allah’ın sizi anması daha büyüktür. Allah yaptıklarınızı bilir. (29/Ankebût 45)

bk. 23/Mü’minûn, 2

O’na yönelenler olun. O’ndan korkup sakının. Namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden olmayın. (30/Rûm 31)

O (muhsinler,) namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir ve ahirete de yakinen iman ederler. (31/Lokmân 4)

“Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten alıkoy ve başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.” (31/Lokmân 17)

Evlerinizde karar kılın. İlk cahiliye kadınlarının (kendilerini görünür kılmak için) süs ve güzelliklerini açtıkları gibi yapmayın. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah, sizden (manevi) kirleri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. (33/Ahzâb 33)

Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. (Günah) yükü ağır olan biri (yükünü) taşıması için birini çağırsa yakın akraba dahi olsa günahı ona yükletilmez. Sen yalnızca gaybta (görmedikleri hâlde ya da kimsenin kendilerini görmediği yerlerde) Rablerinden korkanları ve namazı dosdoğru kılanları uyarırsın. Kim de arınırsa, ancak kendi yararına arınmış olur. Dönüş yalnızca Allah’adır. (35/Fâtır 18)

Hiç şüphesiz, Allah’ın Kitabı’nı okuyan, namazı dosdoğru kılan ve rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık olarak infak edenler; zarara uğramayacak bir ticaret umarlar. (35/Fâtır 29)

Gizli konuşmalarınızdan önce sadakalar verecek olmaktan dolayı korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah tevbenizi kabul etti. (O hâlde) namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûl’üne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. (58/Mücadele 13)

Ancak namaz kılanlar hariç. (70/Meâric 22)

Huşu ile kılınan bir namaz, insanın helu’/sabırsız/aceleci/bencil yönünü terbiye eder. (bk. 23/Mü’minûn, 2)

Onlar ki; namazlarında süreklilerdir. (70/Meâric 23)

Onlar (vakitlerine, şart ve rükünlerine, huşu ve sünnetlerine dikkat ederek) namazlarını korurlar. (70/Meâric 34)

Şüphesiz ki Rabbin, gecenin üçte ikisinde, yarısında ve üçte birinde senin ve beraberindeki bir grubun (namaz için) kalktığını bilir. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. O sizin (gece boyu namaza) güç yetiremeyeceğinizi bildi. (Buna binaen) tevbelerinizi kabul etti. Kur’ân’dan kolayınıza geleni okuyun. Sizden hastalananlar olacağını, başkalarının yeryüzünde Allah’ın lütfunu arayarak yolculuk edeceğini, bir diğerlerinin Allah yolunda savaşacağını bildi. (O hâlde) Kur’ân’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için hayır olarak ne takdim etmişseniz, onu Allah’ın yanında daha hayırlı ve mükâfatı daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir. (73/Müzzemmil 20)

Hâlbuki onlar, ancak dini O’na halis kılan hanifler olarak Allah’a ibadet etmekle, namazı dosdoğru kılıp, zekâtı vermekle emrolunmuşlardı. İşte dosdoğru din budur. (98/Beyyine 5)

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası