kürtçe koro şarkıları / Şarkılar ve evler…

Kürtçe Koro Şarkıları

kürtçe koro şarkıları

\n

Ben bir hahamı, papazı ve imamı hep birlikte \"O yana da dönder sar beni\"yi (Çamdan Sakız Akıyor) söylerken gördüm, siz gördünüz mü? \"Min Digo Me\"yi, \"Sarı Gelin\"i, \"Ala Ma Yebdu\"yu, \"Gönül Dağı\"nı, \"Hayat Bayram Olsa\"yı; Türk, Kürt, Ermeni, Arap, Hıristiyan, Musevi olmanın önemsizleştiği, önemli olanın ne olduğunu, hep bir ağızdan söylenen şarkılara, türkülere, ilahilere, deyişlere söyleten muhteşem bir korodan dinledim. Sahnede çok sesli, çok renkli bir koro gibi değil de Anadolu toprağına dikili yaşayan bir kültür mirası gibi anıtlaşmışçasına izlenen muhteşem bir müzik topluluğundan dinledim hayatı ve insanı. Farklılıkları sevebilmenin bir saza, bir klarnete, bir keman taksimine baktığına, ayrı gayrılıkların iki türküde anlamsızlaştığına kendi gözlerimle şahit oldum.

\n

yılında Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterilen Antakya Medeniyetler Korosu, yaşadığımız coğrafyanın sahip olduğu etnik, kültürel farklılıkları bir yandan kuvvetli çizgilerle belirginleştirirken bir yandan da hemencecik önemsizleştiriveren bir haykırışın sesi oldu. Koro, Türkiye ülkesinin farklı kimliklerini önce vurguladı, vitrine çıkardı, sahneye taşıdı, sonra tüm bu farklılıkları bir şarkıda, bir türküde önemsizleştiriverdi. Arap müziğinin efsane sesi Feyruz'la ölümsüzleşen \"Bint El Shalabiya\"yı o coğrafyanın yakın toprağında büyümüş hançerelerden dinletirken bir sonraki şarkıda Trakya'nın \"Osman Aga\"sına geçivererek uzakları yakınlaştırdı. Arada bir de Vaya Con Dios'tan \"Nah Neh Nah\", ardından da \"Ederlezi\" diyerek sınırlarını çokça aştı, iddiasının ölçeğini dünya kadar genişletti. Farklı kültür ve anadillere sahip olan koro üyelerini, insanlığın iç sesiyle aynı dilden konuştururken konserlerine gelenleri de diyar diyar gezdirdi.

\n

\n

Ulusça sarsıldığımız 6 Şubat afetinde yedi sanatçısını yitirdi Antakya Medeniyetler Korosu. Koro üyeleri Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu,Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz hayatlarını kaybettiler. Koro Şefi Yılmaz Özfırat da depremden sekiz saat sonra enkazdan çıkarıldı.

\n

Depremlerde ayrıca şehrin bir başka müzik topluluğu olan Hatay Akademi Orkestrası'nın müzisyenlerinden Büşra Kırkıcı Zateri, Cansu Çilingir, Abdurrahman Düzgün ve Ali Yılmaz da hayatını kaybetti. Yaşanan felakette on binlerce can gitti, evler yıkıldı ve Hatay büyük bir yara aldı.

\n

Antakya Medeniyetler Korosu ve Hatay Akademi Orkestrası, Hatay'ın bu derin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek için tekrar sahnelere dönüyorlar. Her iki koro, bu kez şarkılarını kendi şehirlerinin yeniden imarı için söyleyecekler. Antakya Medeniyetler Korosu Şefi Yılmaz Özfırat, depremin ardından Türkiye'nin farklı illerine dağılan Koro üyelerini yeniden bir araya getireceklerini ve yollarına kaldıkları yerden devam edeceklerini belirtiyor. Doğrulup yeniden ayağa kalkmak için en büyük gücü yine birlikte söyleyecekleri şarkılardan türkülerden alacak Hatay'ın iki ünlü müzik topluluğu.

\n

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi Başkanlığı da koroların yeniden bir araya gelip çalışmalarının devamına katkı sunabilmek amacıyla yıl boyunca sürmesi planlanan bir program başlattı. \"Dayanışmanın Müziği\" adı verilen programda İBB Orkestralar Müdürlüğü, Hatay Akademi Orkestrası ve Antakya Medeniyetler Korosu ile bir araya gelerek konserler verecek. \"Dayanışmanın Müziği\" projesinin ilk programında, Antakya Medeniyetler Korosu 31 Mart akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda sahneye çıkacak. Hemen ertesi gün, 1 Nisan'da da İBB Orkestraları, Hatay Akademi Orkestrası ile birlikte sahne alacak. Projeyle, depremde yaşamını yitiren müzisyenler anılırken felaketin yaraları da kültür sanatın iyileştirici gücüyle daha hızlı sarılacak.

\n

\n

Şef Yılmaz Özfırat'ın, şarkı aralarında koronun evrensel mesajını anlattığı; kağıdın arkasındaki insan resmini düzeltince ön yüzündeki dünya haritasının da düzeldiği, 'İnsanı düzelttim, dünya düzeldi' mesajlı fıkrası gibi, Antakya Medeniyetler Korosu da şimdi benzeri bir şey yapıyor; bu kez kağıdın arka yüzündeki notaları birleştirerek yaşamı yeniden normalleştirmeye, kopan parçaları birleştirmeye çalışıyor…  'Ah Bir Ataş Ver'den 'Sarı Gelin'e, 'Ötme Bülbül Ötme'den 'Bülbül Kasidesi'ne, insanın yaşam örüntüsünden renkli ilmeklerle, doğduğu toprağın, medeniyetler beşiği Antakya'nın renkli haritasını yeniden çizmeye koyuluyor.

\n

Şarkılar ve evler… Dinleyip söylemeyiz sadece, güleriz, ağlarız, yaşarız onlarda; içlerinde oturduğumuz evler gibidir şarkılar, türküler… Şimdi yıkılan hayatların yeniden inşasına girişiyor Antakya Medeniyetler Korosu ve Hatay Akademi Orkestrası. Ve ellerinde de çok güçlü bir harç var; hep birlikte söylenen şarkılar…

\n\n\n\n\n\n\n
\n

Ömer Sercan kimdir?

\n

Ömer Sercan 'te Bursa'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Eskişehir ve Bursa'da tamamlayarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu.

\n

Öğrencilik yıllarında İstanbul Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü'nde başlayan uğraşını zamanla bir mesleğe dönüştürerek ulusal gazete, dergi ve TV kanallarında muhabir/editör olarak çalıştı.

\n

Türkiye'nin önemli medya kuruluşlarında muhabirlik/editörlük, farklı içerikteki TV yayın ve yapımların program danışmanlığı, metin yazarlığı ve yayın editörlüğünü üstlendi. Çok sayıda tanıtım/ belgesel/reklam filmlerinin senaryo/metinlerini yazdı.

\n

Türkiye'yi şarkılardan dinlemeye ve yazmaya devam ediyor.

\n
\n

Kürtçe çocuk korosu davasında beraat

funduszeue.info

Türkiye'de mahkeme, uluslararası bir müzik festivalinde bir Kürtçe marş söyledikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu üyelerinden üçünün beraatine karar verdi.

Yaşları 12 ila 17 arasında değişen koro üyelerinden üçü, geçen yıl San Francisco Dünya Müzik Festivali'nde birkaç dilde söyledikleri şarkıların yanında, seslendirdikleri Kürtçe "Ey Raqip" marşıyla PKK propagandası yapmakla suçlanıyordı.

Koro üyeleri aleyhindeki iddianameyi hazırlayan savcı, marşın PKK'nın resmi marşlarından olduğunu savunuyor.

Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aranın ardından, ''Sanıklara isnat edilen suç yönünden kasıt unsuru bulunmadığı'' gerekçesiyle beraatlarına karar verdi.

Bu arada, aynı koroda bulunan 15 yaşından küçük 6 çocuğun yargılaması ise Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde sürüyor.

BBC'ye açıklamada bulunan bir koro üyesi, amaçlarının Kürt kültürünü sergilemek olduğunu siyasete bulaşmayı amaçlamadıklarını söyledi.

Koro üyesi, İngilizce, Almanca, Rusça, Ermenice ve İbranice şarkılar da söylediklerini ve Kürtçe marşı dinleyicilerden gelen istek üzerine seslendirdiklerini belirtti.

Savcılık iddianamesinde, koronun şarkılarını PKK bayrakları altında seslendirdikleri de yer alıyor.

San Francisco Dünya Müzik Festivali'nin organizatörü Michael Santoro ise, BBC'ye yaptığı açıklamada, düzenledikleri etkinliğin siyasi propaganda amacı gütmediğini ve ayrılıkçılığı destekleme amaçlarının da bulunmadığını belirtti.

Santoro, bir izleyicinin sahnenin bir köşesine Kuzey Irak'taki Kürt yönetiminin bayrağını astığını ve etkinlik alanında PKK bayrağı olmadığını da söyledi.

NURCAN BAYSAL

’ün yağmurlu bir bahar günüydü. Bir röportaj için sözleşmiştik onunla. Cizre’ye girdiğimizde Orhan Doğan heykelinin yanından gelip almıştı bizi. Doğrusu şaşırmıştım, o kadar güzel ve genç bir kadın beklemiyordum. Yürüyerek, kültür ve sanat merkezine götürmüştü bizi. Beyaz demir bir kapıdan merkezin geniş bahçesine girmiştik. Bahçenin sol tarafında küçük bir sahne vardı, masada ise kır çiçekleri. 

Yirmilerindeydi diye hatırlıyorum, sert hatlara sahipti, bir de hayatta gördüğüm en güzel gözlere. Uzun dalgalı siyah saçları vardı. Hayat doluydu. Sık sık gülümsüyordu. Ama tüm o gülüşünün içinden bir sızı hissediliyordu.

“Bu bina eskiden MİT binasıymış. Bodrum odalarında işkence yapılırdı. Biz o odaları stüdyoya çevirdik” diye gururla anlatmaya başlamıştı. Yazar Şeyhmus Diken ile birlikte, Kürdistan’da Sivil Toplumkitabımız için Nudem ile röportaj yapmıştık. Mem û Zin Kültür Sanat Merkezi’ni neden kurduklarını şöyle anlatmıştı o gün:

“Kürtlerin üzerinde kültürel soykırım şeklinde baskı vardı. Bu yüzden örgütlenmeye ihtiyaç duyduk. Böyle bir kurum açalım ki kültürümüz kaybolmasın dedik, kültürümüzü yaşatalım istedik.”

’te açılan Mem û Zin Kültür Sanat Merkezi’nin üzerinde çok baskı vardı. Üyelerinin çoğunluğu cezaevindeydi. Nudem de iki kez cezaevine girmişti. İlk 16 yaşındayken 10 yıl ceza almıştı. “Kürdistan’da Kürt kültürü ve dili hep inkâr edilmiştir. Biz inkara başkaldırıp kültürümüzü ve sanatımızı özgür bir şekilde yapmak istediğimiz için uygulanıyor bu baskılar” demişti röportaj esnasında.

Mem û Zin Kültür Sanat Merkezi çalışanları tehdit ve baskının türlü türlü şekliyle muhataptılar. Kesik kuş başları atılıyordu bahçelerine. Kuşların kafasını kesip bahçemize atıyorlar, yani biz size de bunları yaparız” diyorlar diye anlatmıştı Nudem. Bu tehdit ve baskılar onları toplum içinde yalnızlaştırmıştı. “Polisler ailelere gidip orası terör yuvasıdır, çocuklarınızı göndermeyin diyorlar” diye anlatmıştı bu yalnızlığın nedenini. Bir tiyatro ve koro grupları vardı, haftada iki kez de canlı müzik konserleri veriyorlardı merkezde. Folklor ekipleri de vardı. Bir de ders veren bir grup gönüllü hocaları vardı. Konser gelirleri merkeze aktarılıyor, bu para ile hafta sonları Cizreli çocuklara gönüllü olarak tel, bağlama, gitar, bateri dersleri veriyorlardı. Birkaç müzik hocaları yılı boyunca devam eden canlı kalkan eylemlerinde öldürülmüştü. 

“Böyle yaşamak zor değil mi Nudem?” diye sorduğumda o güzel gözleri öfke ve umutla ölen arkadaşlarından birinin gitarının üzerinde gezinmiş ve sonra şöyle cevaplamıştı:

“Kaybedeceğiz diye yaklaşmıyoruz hiçbir şeye. Başaracağız, başarmalıyız diye yaklaşıyoruz. Başaracağımızdan da eminiz. Ne istiyoruz? Kültürümüzü özgürce yaşamak. Mücadelemiz bunun içindir.”

Biz bu röportajı yılında barış süreci devam ederken yaptık. Bir yıl sonra barış süreci bitince, Cizre’de sivil toplum çalışmalarının içinde yer alan birçok insan gibi Nudem de yoğun baskılara maruz kalmaya başladı. &#;Örgüt üyeliği&#; suçlamasıyla açılan iki dosyasının Yargıtay&#;da onanmasının ardından tekrar tutuklandı. Toplam 19 yıl hapis cezası verildi. Kendi sözleriyle; “kültürünü özgürce yaşamak mücadelesi verdiği için.”

Nudem Durak yılından beri cezaevinde. Cezaevinde kemik erimesi hastalığına ve ses tellerine ciddi zararları olan Graves (zehirli guatr) hastalığına yakalandı. Sesini kaybedebilir. Geçtiğimiz aylarda Pink Floyd’un üyesi Roger Waters başta olmak üzere dünyaca ünlü birçok sanatçı Nudem için kampanyalar başlatarak Nudem’in özgür kalması için çağrılarda bulundular. Roger Waters turnesinde kullandığı gitarını Nudem’e gönderme kararı verdi. Waters’a destek olan sanatçılar gitarın üzerine yazdıkları mesajlarla kampanyaya destek verdiler. Roger Waters’in gönderdiği gitar, Nudem’in ailesi tarafından cezaevine götürülmesine rağmen Nudem’e verilmedi. Türkiye sanat dünyasından ise Nudem için tek bir ses bile çıkmadı. Nudem Kürt, şarkıları Kürtçe, “terörist” olma ihtimali büyük.

Nudem için tüm dünyadan ses çıkıyor ama bu ülkeden çıkmıyor. Nudemlerin haber değeri yok bu ülkede. Minik bir yazı ile de olsa hatırlatmak istedim:

Kürtçe şarkı söylediği için 7 yıldır demir parmaklıklar arkasında olan bir kadın var bu ülkede.

İlkay Akkaya ile Rengin Kadın Korosu’ndan coşkulu konser  

Londra’da Kürdistan ve Türkiyeli kadınların oluşturduğu Rengin Kadın Korosu, sanatçı İlkay Akkaya ile birlikte sahne alarak Kürtçe ve Türkçe şarkılar seslendirdi.

Londra’da Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB) bünyesinde oluşturulan ve iki yılda 80 kişilik dev bir kadın korosuna dönüşen Rengin Kadın Korosu protest müziğin ünlü ismi İlkay Akkaya ile birlikte sahne aldı Londra Dominion Centre’da gerçekleşen konsere yüzlerce kişi katılırken, yoğun ilgi dikkat çekti. Yönetmenliğini sanatçı Zuhal Yıldırım Gök’ün yaptığı konserde, kadınlar Pir Sultan’dan Desmal’e, Newala Qesaba ile birlikte bir çok şarkı seslendirdi.

Koro performansını sergilemesinin ardından bu kez sahneye İlkay Akkaya gelerek, koroyla birlikte ‘Ciao Bella’ şarkısını birlikte seslendirdi.

Akkaya ile birlikte bir çok eser seslendirilirken, sahneden İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş gibi Türkiyeli devrimcilerin fotoğrafları yansıtıldı.

Koro ile ilgili bir konuşma yapan koro yönetmeni Zuhal Gök, koronun oluşumunun Pandemi döneminde başladığını belirterek, “İlk başladığımız da bir gün sahne alacağımız bile hayaldi. Küçük bir grup ile başladık. Bugün 80 kişilik kadınlar dan oluşan bir koromuz var. Ayrıca Rengin adlı bir bülten oluşturduk. Bu bültenden Gülten Kışanak, Aysel Tuğluk, Kutsiye Bozok ve Figen Yüksekdağ’I kadınlar kaleme aldı. İlkay Akkaya bugüne kadar duruşu ile sanatı ile hiç kendini bozmadan bugünlere gelen bir kadın sanatçı ile sahne almak ise önemliydi koro açısından” dedi.

İlkay Akkaya ise hem Türkçe ve Kürtçe şarkıları ile kitleden sık sık alkışlar la beğeni aldı. Akkaya’nı Kürtçe şarkıları eşliğinde uzun halay grupları oluştu.

Konser, tıpkı başladığı gibi yüzlerce kişinin ‘Ciao bella’ şarkısını hep bir ağızdan seslendirmesi ile sona erdi.

CATEGORIES HaberİngiltereKadınslıder

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası